tatil karnavalına biletim var. Güzel bir hayvanat bahçesi olduğunu duydum. | Open Subtitles | لديّ تذاكر لكرنفال الأعياد هذا، وأسمع أنّ لديهم حديقة حيوان ظريفة |
Dini günlerde zorla çalıştırılmayı, kötü koşulları, tatil verilmeyişini kirli tuvaletleri ve kadın çalışanlara düşük ücreti protesto edecekler. | Open Subtitles | في أحتجاج على العمل في يوم مقدس ظروف سيئة ، قلـة الأعياد مؤن غير صحية واجور منخفضة للعاملات الأناث |
- Departmanın isteği üzerine Noel arifesinde yedek almamız gerekiyor. | Open Subtitles | الإدارة تقول يجب أن نحصل على الدعم فى موسم الأعياد |
Şimdi, eğer bana izin verirseniz, tatiller insanların yalnız ve ümitsiz oldukları zamandır. | Open Subtitles | الآن، أئذنا لى الأعياد هى وقت يكون فيه الناس وحيدة و يائسة |
Başka insanların da kutladığı diğer bayram günleri gibi değildir. | Open Subtitles | إنه ليس مثل الأعياد الأخرى حيث يحتفل كل الناس |
Hiç değilse Bayramlarda mutlu bir çift gibi yapamaz mıyız? | Open Subtitles | هل يمكننا على الأقل التظاهر بأننا زوجين سعداء خلال الأعياد ؟ |
tatil mevsimi diye iyi davranmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنهُ مَوسِمُ الأعياد و أنا أُحاولُ أن أكونَ لَطيفاً. |
Sanırım bu tip çok satılacak. Tam da tatil zamanı. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من أكثر المبيعات لعطلة الأعياد |
tatil ne zaman başlıyordu? | Open Subtitles | أعتقد أن الجمعة هو آخر يوم قبل عطلة الأعياد ربما السبت؟ |
Sadece 3 hafta içinde. Bu bizim beraberce geçirdiğimiz ilk tatil olduğundan beri, | Open Subtitles | وبما أنها كانت عطلة الأعياد الأولى لنا معاً |
Ve rahat olun. tatil sezonu geliyor. | Open Subtitles | وحافظن على حرية وقتكن موسم الأعياد قريب وكلّ هذا |
Ben bunun gerçekten tatil sezonunu kutlamamızın şeklini değiştireceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يمكن أن يغير الطريقة التي نحتفل بها بموسم الأعياد |
Bu 4 Noel kutlamasını Olabildiğince hızlı ve acısız bitirmek. | Open Subtitles | علينا أن نتجاوز الأعياد الأربعة بأسرع وقت وبأقل ألم ممكن |
Başkomutanlığı Noel'de bizi eve gönderme emri hazırlıyormuş. | Open Subtitles | لم قامت القيادة العامة بإملاء الأوامر لإعادتنا للديار في الأعياد |
Bazen Noel'de. | Open Subtitles | أحيانا في الأعياد ، أحيانا في يوم ميلاده |
Söyler misin Ilsa bilirsin işte madem tatiller istediğimiz kadar iyi değil şu ağaçtan kurtulmaya ne dersin? | Open Subtitles | إيلسا ترين هذا الأعياد ليست حقا مثلما يتصورها الجميع، |
Önemli olaylar ya da tatiller arasında kimseyi terk edemezsin. | Open Subtitles | الفترة بين الأحداث الرئيسة و الأعياد عندما لا تستطيع أن تهجر شريكك. |
bayram için fazladan bir şey işte. | Open Subtitles | فقط بعض الاضافات الصغيرة بمناسبة الأعياد |
Onlar benim mükemmel laboratuar yapımı bayram kurabiyelerim. | Open Subtitles | انهم كعك الأعياد الخاص بى المخبوز فى المعمل |
Bayramlarda bulaşıcı olan nedir biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم ما هو المعدى أثناء فتره الأعياد التفائل |
tatillerde masanın etrafına oturup güzel zaman geçirecek vaktimiz olacak. | TED | تعلمون، إنها الأعياد وسيأتي الوقت عندما نجلس حول الطاولة ونمضي وقتًا جميلًا. |
tatilden hemen sonraya finalleri koymalarını anlamıyorum. | Open Subtitles | أكره تحديد موعد الامتحانات النهائية بعد الأعياد مباشرة |
Bayramların senin için ne kadar önemli olduğunu biliyor. | Open Subtitles | فهو يعرف مدى أهميّة الأعياد بالنسبة إليكَ |
Bak mesela, Tatilde eve gidemeyecek kadar param yokken bana aldığın ilk uçak bileti. | Open Subtitles | أنظر، هذه هي تذكرة الطّائرة التي اشتريتَها لي لمّا كنتُ مُعدَمة لأقصد منزلي في فترة الأعياد. |
Ve tatilleri hiçbir başka aile üyesi olmadan geçirdik. | Open Subtitles | قضينا الأعياد بدون أى عائلة أخرى |
Tatillerden önce gelmeyeceğini sanıyordum? | Open Subtitles | ظننتك لن تعودي حتى فترة الأعياد |