"الأغلب أنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Muhtemelen
        
    • ihtimalle
        
    Muhtemelen eğlenceye kaçmıştır, bir yerlerde sürtüyordur. Open Subtitles على الأغلب أنّه ثمل حدّ الإفراط، ويرقد حتّى يفيق منها في مكان ما
    Muhtemelen bu saate kadar zaman yolculuğunu açıklamaya çalışıyordur. Open Subtitles على الأغلب أنّه يحاول شرح السفر عبر الزمن الآن
    Muhtemelen bu saate kadar zaman yolculuğunu açıklamaya çalışıyordur. Open Subtitles على الأغلب أنّه يحاول شرح السفر عبر الزمن الآن
    Koluna olanlardan sonra Muhtemelen maçlardan uzak durmak istiyordur. Open Subtitles بعد ما حدث لذراعه، الأغلب أنّه أراد ألاّ يهتمّ بها.
    Büyük ihtimalle seni o binanın içinde olmaktan daha fazla korkutmuştur. Ama yine de yaptın. Open Subtitles الأغلب أنّه أخافك أكثر من تواجدك في ذلك المبنى، لكنّك فعلت ذلك على أيّة حال.
    Bir kesintisiz hesaplayıcı, büyük ihtimalle birçok algoritmayı eş zamanlı çalıştırıyor. Open Subtitles كود تدفق، الأغلب أنّه يعمل عن طريق خوارزميات مُختلفة في نفس الوقت.
    Yoktu. Büyük bir olasılıkla tecavüz değil. Onu öldüren kişiyle yakınmış Muhtemelen. Open Subtitles صحيح، الأغلب أنّه ليس اغتصابًا الأرجح أنّها كانت متحابّة مع قاتلها
    Muhtemelen haftalar, hatta aylar önce onu görmeye gitti. Open Subtitles الأغلب أنّه ذهب لرؤيتها منذ أسابيع، أو ربّما أشهر.
    Sanırım bu çatallar bizde olduğu için, eğer ki birimiz ölürse, Muhtemelen iki zaman dilimindede ölmüş olacak. Open Subtitles أتصور أنّه بإمتلاكنا هذه الشوكات، لو قُتل واحد منّا فعلى الأغلب أنّه سيبقى ميّتاً في أيّ إمتداد زماني.
    Muhtemelen buraya saklanmış ve böylelikle freon üstüne sinmiş. Open Subtitles الأغلب أنّه حشر نفسه أمام هذا العمود، وبتلك الطريقة انتقل الفريون عليه.
    Muhtemelen hâlâ aynı boktan otelde takılıyordur. Open Subtitles على الأغلب أنّه مازل مختبئاً بذلك الفندق الرخيص
    Muhtemelen on yıllardır suya maruz kalmaktan zayıflamış ucuz alçı levha. Open Subtitles إنّه حائط جبس رخيص، الأغلب أنّه ضعيف من أضرار مائيّة على مدى عقود.
    - Muhtemelen babasının bir düşmanıydı. Open Subtitles -على الأغلب أنّه واحد من أعدائه . -بل بالتأكيد.
    Zach kötü görünüyor olabilir ama bunu o yapmadi. Muhtemelen idam edilecek. Open Subtitles يبدو الأمر سيئاً، لكن (زاك) لمْ يفعل ذلك، الأغلب أنّه سيتمّ إعدامه
    Büyük ihtimalle saçını da kestirir, boyatır. Open Subtitles الأغلب أنّه سيحلق شعره ويصبغه.
    Büyük ihtimalle susuz kalmıştır. Open Subtitles الأغلب أنّه جفيف.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more