"الأفضل من" - Translation from Arabic to Turkish

• en iyi
• daha iyi bir
• en güzel
• daha iyisini
• en iyisi
• daha iyisi

en iyi bölümü gitti... - ...ve boş yere gitti.
رقم الجزء الأفضل من ذهب، وذهب من أجل لا شيء.

Gezegendeki en kötü insan benim en iyi olduğumu söylüyor.
دعا الأفضل من جانب واحد من أسوأ على هذا الكوكب.

Kadın olmanın çok az avantajı vardır, elindekileri en iyi şekilde kullan.
جنسنالهبضعفوائدكافية.. حتى يجعل الأفضل من هؤلاء هو ما لديكِ.

Başkasına tetiği çektirmekten daha iyi bir yol olabilir mi?
ما الطريقة الأفضل من جعل شخص آخر يضغط على الزناد؟

Bence okuldaki en havalı ve en güzel öğretmen Bayan Erica.
هي الأفضل من جميع المعلمات، هل توافقينني؟ الأجمل منهم على الأقل.

Sana Kira'dan daha iyisini bulabilirsin dediğimi hatırlıyor musun?
هل تذكر عندما أخبرتك تستطيع الحصول على الأفضل من كيرا ؟

Ama en iyisi de, iki cinayet dosyasında elde ettiğimiz veriler.
ولكن الأفضل من ذلك كلّه، عثرنا على الفاعل في جريمتي قتل

Ya da daha iyisi annenin yaptığı bir şeyi ısıtacağım.
او الأفضل من ذلك اسخن شيئاً امك سبق وأن اعدته.

Onlar en iyi adam, en iyi canavardılar.
لقد كانوا الأفضل من الرجال، الأفضل من الحيوان.

Tanrı bir nedenden dolayı burada kalmamı istemiş olmalı ve O'nun en iyi olarak düşündüğü her neyse onu yapmaya niyetliyim.
لا بد بأن الله أرادني أنأكونهنالِسبب، وأنا أقوم بفعل الأفضل من وجهة نظري

Sadece SRU' daki en iyi kadın ve erkekler katılabilir.
فقط الأفضل من مفخرة رجال ونساء وحدة الأزمات الخاصة

Bil diye söylüyorum dans hocam şimdiye kadarki en iyi öğrencisi olduğumu söylemişti.
لمعلوماتك فقط مدرسة الرقص أخبرتنى بأننى الأفضل من بين تلاميذها

Burası şehrin en iyi kısmı değil.
خلل في الطاقة هذا ليس الجزء الأفضل من البلدة

Belki de hayatta en iyi bunu bilirim.
أنا الوحيده في هذا العالم الذي تعرف الأفضل من هذا الناحيه

Hepsini sonsuza dek iyileştirmekten daha iyi bir yol olabilir mi?
وما هي الطريقة الأفضل من إنهائهم جميعاً و الي الأبد ؟

Aslında, tarihteki yerimi sağlamanın daha iyi bir yolu var mı?
في الواقع ، ما هي الطريقة الأفضل من ضمان تواجدي بالتاريخ

Adamı tanıyorum, ailesini tanıyorum. İnsanların gerçekten yaptığını düşünmelerini istemek 100 milyarlık altını patlatmaktan daha iyi bir fikir.
الشيئ الوحيد الأفضل من تفجير ذهب بقيمة 100 بليون دولار هو ان تجعل الناس يظنون ذلك

Sıradan insanlardaki ruhun en güzel parçasını duyuyorsun.
تستمع إلى الجانب الأفضل من روح الناس الأوائل، كما تعلم.

Hepimizin tasarımlarının en güzel yerlerinin birleştiği yeni bir duvar resmi tasarlayacağız.
سنصمم تصميمـاً جديداً يأخذ الأفضل من كل تصميم صنعنـاه

Senden nefret ediyorum çünkü etmezsem kendimden etmek zorunda kalacağım ve bundan daha iyisini hak ediyorum.
أنا أكره لكم ل إذا أنا لا أكرهك ذلك الحين وأنا أكره نفسي ل ، وأنا أستحق الأفضل من ذلك.

en iyisi de benim gibi küçük bir balık için harika mezeler yapmaları.
ولكن الأفضل من كل ما ذكر أن تلك الصغار تعد مقبلات لذيذة لسمكة صغيرة مثلي

Ya da daha iyisi olarak, kendi patronum olmamı söyledi.
او ل.. الأفضل من ذلك ,قالت, أن أكون أنا رئيسي.