Öylesine ilginç ki robotik otoritelerin yönetimi ele geçirdiği filmleri düşününce her şey senin tanımladığından biraz daha göz alıcı. | TED | هذا مثير للاهتمام: حينما تفكر في الأفلام التي يسيطر فيها الإنسان الآلي ويصبح الحاكم، إنها أكثر إبهارا قليلا عما تصفه. |
Şimdiye kadar yapılmış olan tüm filmleri bu tüpün içine koyabilirim. | TED | يمكنني وضع جميع الأفلام التي صُنعت لحد الآن، داخل هذا الأنبوب. |
Yaptığımız oyunların ve filmlerin bazıları yaşadığımız dünyadan kendimizi soyutlamamıza yardım eder. | Open Subtitles | فقط بعض الألعاب و الأفلام التي نصنع تساعدهم على الهروب من عالمهم |
Yapılmış ilk filmlerden biridir ve şimdi 200 trilyon fazla DNA'ya kopyalanmış ilk film. | TED | إنه أحد أوئل الأفلام التي أُنتجت على الإطلاق، والآن هو أول فيلم يُنسخ لأكثر من 200 ترليون مرة على الحمض النووي. |
O saatte sinemada olduğunu iddia etti, ama filmin ve oynayanların isimlerini hatırlayamadı. | Open Subtitles | لقد ادعى أنه كان في السينما رغم أنه لا يتذكر أسماء الأفلام التي شاهدها أو الشخصيات التي مثلت فيها.. |
Gece yattığımda kafamdaki filmlerde seni izleyeceğim. | Open Subtitles | سأراك الليلة ، عندما أنام في الأفلام التي في رأسي |
Belki onu götürdüğüm her filmi anlamıyor ama deniyor ve çok kibar biri. | Open Subtitles | ربما لا تستوعب الأفلام التي أصحبها إليها ولكنها تحاول.. إنها مثابرة |
Ve oradan heryere bakabiliyorum izlemek istediğim tüm filmleri seyredebiliyorum. | TED | و أستطيع بكل بساطة النظر اي مكان أريد أشاهد كل الأفلام التي طالما أردت مشاهدتها. |
İzlemek istediğin filmleri yapmamıza yardım et. | TED | ساعدونا بأن نصنع الأفلام التي تريدون رؤيتها. |
Parmaklıklar ardındaki şiddeti gösteren filmleri erkeklere izlettiğimizde eğer şiddet yanlısı iseler bunun bir sonucunun olacağını yüzlerine vurmak istedik. | TED | حين نُري الرجال الأفلام التي تظهر الجناة خلف القضبان نريد عرض حقيقة أنه إن قام رجل بالعنف فسوف تكون هناك تداعيات |
onlara istedikleri gibi filmleri vermeliyiz... | Open Subtitles | يجب أن نمنحهم نوعية الأفلام التي يريدونها |
Yaptığımız oyunların ve filmlerin bazıları yaşadığımız dünyadan kendimizi soyutlamamıza yardım eder. | Open Subtitles | فقط بعض الألعاب و الأفلام التي نصنع تساعدهم على الهروب من عالمهم |
Öyle filmlerin çoğu dolu Oscar alıyorya, ben ona yanıyorum... | Open Subtitles | لا أطيق معظم الأفلام التي تربح جوائز الأوسكار |
...neye benzediğinizi, en sevdiğiniz rengi hangi filmlerden hoşlandığınızı bilmesi sizi rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | بوسعه التواصل معك يعرف كيف تبدين؟ يعرف لونك المفضل؟ يعرف الأفلام التي تحبين مشاهدتها؟ |
Size atanan çemberde kalın, taklit ettiğiniz kişinin oynadığından emin olduğunuz filmlerden alıntılar yapın. | Open Subtitles | إبقى في الربع المخصص لك إقتبس جملاً من الأفلام التي أنت متأكد أن الشخص الذي تقلده قد شارك فيها |
Hatta gördüğünü söylediği filmin adını bile hatırlamıyor. | Open Subtitles | إنه لا يستطيع حتى أن يتذكر أسماء الأفلام التي رآها. |
Sana izlemek istediğin bir filmin... sonunu söyleyen... | Open Subtitles | مثل جهاز مروِع يقوم بإلقاء أشياء ثقيلة على قدمك ويخبرك بنهاية الأفلام التي لطالما أردت أن تُشاهدها |
Kiraladığın filmlerde kimse gerçekten düzüşmüyor. Birleşme falan olmuyor. | Open Subtitles | لا احد يمارس الجنس في الأفلام التي تستأجرينها لا يوجدفيها جنس |
Hani filmlerde insanları arayıp öleceğini söylüyorlar ve ölüyorsun ya, onlardan. | Open Subtitles | أيّ من تلك الأفلام التي تأتيك بها المكالمات والتي تقول أنك ستموت ثم تموت |
Evet, cunku gittigimiz her filmi sen sectin. | Open Subtitles | نعم ، لإنك إخترتي كل الأفلام التي تريدينها |