"الأفيال" - Translation from Arabic to Turkish

    • fillerin
        
    • filleri
        
    • filler
        
    • fili
        
    • fil
        
    • fillere
        
    Çin'de fillerin egemenliğinin kırıIıp insanların yükselişe geçmesinden hemen öncesine dayanıyor. Open Subtitles قبل أن تنقرض الأفيال من الصين, قبل أن يزدهر الشعب.
    fillerin Bangkok'a kaçmalarının artışı üstüne... Open Subtitles أنها تحاول حلّ قضيّة الأفيال المتجوّلة في شوارع بانكوك
    İklim döngüsü fillerin hayatına yön verdiği gibi okyanus yaşamını da yönlendiriyor. Open Subtitles الدورة الموسمية التي توصل المياة لهذه الأفيال هامة بنفس القدر في المحيط نفسه
    Ama işgalci bir ordu neden balina ve filleri getirsin? Open Subtitles لكن لماذا يقوم جيش محتل بجلب مجموعة من الحيتان و الأفيال معه؟
    Yabani filleri ve atları evcilleştirmek Şahın en sevdiği meşgaledir. Open Subtitles ترويض الأفيال البرية مثل هذا إحدى هوايات امبراطورنا
    Buradalar ve de orada Pembe filler heryerde Open Subtitles إنهم هنا وهناك الأفيال القرنفلية فى كل مكان
    Ama kurtarabildikleri her fili kurtarmaya çabaladılar... özellikle tekrar doğurabilecek anneleri. Open Subtitles لكنهم كانوا مصمّمين أن ينقذوا أيّ من الأفيال بقدر المستطاع، بخاصّة الأمّهات الّاتي يستطعن الولادة مرة اخرى.
    Miss G, Fioma'ya Hint Prensleriyle fillerin üzerinde nasıl gezdiğinizi anlatsanıza. Open Subtitles آنسة "جي" , اخبري "فييما" عن ركوبك الأفيال مع امراء الهند
    Yukarı Hartum'da o korkunç gösterişli fillerin izini bulduğum günlerden beri böyle bir esinti hissetmemiştim. Open Subtitles لم أشم هذا النسيم منذ أن عملت فى تلك الوظيفة هذه الأفيال التى تثير الرعب فى شمال الخرطوم
    fillerin gidecek pek bir yeri yoktu. Open Subtitles كان لدى الأفيال اِخْتِيَارات قليلة للذّهاب اليها.
    fillerin ihtiyaç duyduğu alanı sağlamanın bir yolu... parkları bağlayıp... aralarında güvenli yollar oluşturmak. Open Subtitles حلّ واحد لمساعدة الأفيال للعثور على المكان الّذي يحتاجون له وهو ربط المتنزّهات معًا وتوفير طرق آمنة بينهما.
    eğer sedirleri ve belki de afyon tesirli pembe fillerin görüntüsünü düşünürseniz, o zaman bu objeler anlam kazanmaya başlıyor. TED إذا كنت تفكر في دواوين الشعر ولربما في تصورات الأفيال الوردية التي يسببها الأفيون عند تلك اللحظة، يبدأ يتكون لهذا التمثال معنى.
    Çok nadir bulundukları için, Tayland kralı beyaz fillerin kişisel malı olduğunu ilan etti. Open Subtitles بسبب ندرته, ملك "سيام" أعلن أن كل الأفيال البيضاء هي من ممتلكاته الخاصة
    Pardon anne! Büyüdüğüm zaman vahşi filleri ve gergedanları takip edeceğimi düşlerdim. Open Subtitles أتخيّل أنّي حينما أكبر سأتعقبُ الأفيال البّريّة وكذلك وحيد القرن.
    Kardeşler bu filleri 25 yıldır izleyerek... emniyetlerini sağlamaya çalışıyor. Open Subtitles كانت الأخوات يتبعن هذه الأفيال لمدّة تزيد عن 25 سنة، في محاولة لضمان سلامتهم،
    Kasaba, şehir, tarla ve yolların gelişmesiyle... geleneksel göç yolları kesilerek... bu filleri mahsur bıraktı. Open Subtitles و طرق الهجرة التّقليديّة قد قُطِعَت عن طريق تطوير البلدات، المدن، الأرض الزراعية و الطّرق، تاركين هذه الأفيال عالقةً.
    Camileri, minareleri, filleri, yılanları. Open Subtitles ,المساجد, المآذن الأفيال, الثعابين
    filleri yıkayan adam Japon. Open Subtitles الشخص الذي ينظف الأفيال ياباني
    Yani bu filleri tanımak... ve böyle bir şey görmek... Open Subtitles تعرف، معرفة تلك الأفيال و رؤية شيئ ما مثل ذلك يحدث .
    filler çıktığı zaman, onlara bağırır, küfreder onları toplumun tüm hastalıklarından sorumlu tutardı. Open Subtitles وكلما تمرّ الأفيال كان يصيح ويسبّها، لائماً إياها على كل مساوئ المجتمع.
    Ve gösterimin finali için, birazdan bu ürkütücü üç fili gözlerinizin önünde yok edeceğim. Open Subtitles وفي ختام عرضي، سأجعل هذا الثلاثي المتعب من الأفيال
    fillere bakar ve yas tutuyorlar deriz. fil dişi avının ve yasa dışı avlanmanın önüne geçmek için çabalarımızı arttırırız. TED يمكننا أن ننظر إلى الأفيال ونقول، نعم، هي تحزن، ويمكننا تجديد جهودنا ضد صيدها كرياضة وضد الصيد غير المشروع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more