Ancak buradaki olanlar hakkında kim övgü alırsa, Kıdem kuralları geçerli. | Open Subtitles | لكن بقدر من يأخذ الثناء هنا قواعد الأقدمية |
Tamam, şimdi Kıdem sırasına göre seçme hakkı veriyoruz, | Open Subtitles | حسناً , الآن سنسير حسب الأقدمية |
Siz zavallılardan daha kıdemliyim, bu da ne dersem onu yapacaksınız anlamına geliyor. | Open Subtitles | لدي الأقدمية عليكما يا خاسران مما يعني أنه عليكما أن تفعلا ما أقوله |
Unutma, senden üç hafta önce işe başladım, yani daha kıdemliyim, bu yüzden seni eğitiyorum. | Open Subtitles | تذكر أنني بدأت العمل هنا قبلك بـ3 أسابيع لذا فلدي الأقدمية و لهذا أنا أدربك |
kıdemi bu işte esas olarak görmüyoruz, birincisi bu. | Open Subtitles | نحن لا نبني هذا على الأقدمية ، النقطة الأولى |
Yaşın var, kıdemin var. | Open Subtitles | عمرك مناسب لديك الأقدمية |
Ondan kıdemli olmama rağmen bütün işleri ben yapıyordum. | Open Subtitles | كان لدي الأقدمية لكنني كنت أقوم بكل العمل |
Kıdem sistemi var. | Open Subtitles | معتمداً بشكلٍ أساسي على نظام الأقدمية. |
Birincisi Kıdem. | TED | الأول هو الأقدمية. |
Gibbs'in böyle bir Kıdem sırası yapması garip göründü o kadar. | Open Subtitles | أنت تمزح كلا, بالنسبه لـ (غيبس) أن يخلط الأقدمية بهذا الشكل فيبدو هذا غريباً, هذا كل شيء |
Kıdem kozumu oynadım. | Open Subtitles | لقد سحبت بطاقة الأقدمية |
Ben kimden kıdemliyim acaba? | Open Subtitles | وأنا لي الأقدمية على من؟ |
Lucy'le değişirim. Daha kıdemliyim sonuçta. | Open Subtitles | (سأطلب من (لوسي لديّ ميزة الأقدمية |
Onun kıdemi vardı. | Open Subtitles | كانت له الأقدمية. |
Bir kıdemi var. | Open Subtitles | انها حصلت الأقدمية. |
- Yok canım, senin kıdemin falan var. | Open Subtitles | كلا، أنت لديك .. الأقدمية |
Hükümet Binası tarihinde kıdemli üyelerin atadığı Kongre üyeleri vardır. | Open Subtitles | يوجد العديد منه في الكابيتول يُعطى على حسب الأقدمية لأعضاء الكونغرس |
Bir sonraki kıdemli sensin. | Open Subtitles | كنت المقبل في الأقدمية. |
kıdemli. | Open Subtitles | الأقدمية |