Pekala kalem hırsızı, ne yaptığını biliyoruz ve seni affediyoruz. | Open Subtitles | لذا يا لص الأقلام نحن نفهم ما حصل و نسامحك |
kalem uçlarını ağzıma sokmak gibi kötü bir alışkanlığım var. | Open Subtitles | لدي قليلا من عادة سيئة وضع النصائح الأقلام في فمي. |
Altıgen kurşun kalem yapmanın çok daha kolay ve az masraflı olduğunda karar kıldılar ve bu standart hâlini aldı. | TED | ووجدوا أنّه أسهل وأقل تبذيرًا أن تصنع الأقلام على شكل سداسي الأضلاع، وهكذا أصبح هذا الشكل هو المعيار. |
Bilgisayarım donuyor, tükenmez kalemler yazmıyor kurşun kalemler kırılıyor. Zihnimdekiler uçup gidiyor. | Open Subtitles | توقف حاسوبي, وانتهى الحبر من الأقلام والاقلام الرصاص تنكسر, عقلي أصبح فارغاً |
Ve masası ameliyat masası,kalemleri ameliyat bıçağı ve kemik keskisidir. | Open Subtitles | و هذا المكتب هو طاولة العمليات و تلك الأقلام هى مشرط |
Ve sonra hükümete büyük bir tütün şirketi tarafından dava açıldı. İddiaları ise kalem ve defterle toplanan bilginin kesin ve ispat edilebilir olmadığıydı. | TED | وبعدها قاضتهم شركات التبغ الكبرى، الذين ادّعوا بأن جمع المعلومات باستخدام الأقلام و اللوحات ليس دقيقََا ولا مثْبتََا. |
Öğrencilerimin kalemler olduğu şöyle şeyler yaptım; mavi kalem, kırmızı kalem, yeşil kalem, siyah kalem. | TED | كنت أعمل هذه التجارب حيث كان الطلبة مثل الأقلام كان هناك أقلام زرقاء، حمراء، خضراء، سوداء |
Evet. Bir gün daha bitti, ve bir kutu kalem daha çalındı. | Open Subtitles | أجل ، يوم آخر وعلبة مسروقة أخرى من الأقلام |
Bu resimleri imzalamak için keçeli kalem lazım. | Open Subtitles | أَحتاجُ الأقلام اللبادية للتَوْقيع هذه الصورِ مَع، هَلْ لَدَيْه أنت مانع؟ |
Sana nasıI büyü yapılacağını gösteririz. Akşama kadar, kalem uçurmayı öğrenmiş olursun. | Open Subtitles | باستطاعتنا أن نعلّمك بعض الأشياء بامكانك جعل الأقلام تطير اليلة |
Burnuna bir kalem sokup yukarı doğru iterler. | Open Subtitles | توضع الأقلام الرصاص بمنخركِ وبعد ذلك تدفع لاعلى |
Tamam. kalem sipariş edeceğim. Üstten basmalı mı, yandan çevirmeli mi istersin? | Open Subtitles | حسناً ، سأطلب المزيد من الأقلام هل تحب ذا الرأس الضغاط ، أو الي يُفتح؟ |
İlk başta kurşun kalemler el yapımıydı, yuvarlak yapılıyorlardı. | TED | في البداية عندما كانت تصنع الأقلام يدويًا، كانت تصنع بمقطع دائري. |
David, o kalemler, dağıtılan kalemlerden mi? | Open Subtitles | أنظر إذا كان لديهم تلك الأقلام التى يوهبونها |
Ya da banyoda, mayolarından kalemleri kaybettikleri yer hariç. | Open Subtitles | أو في واحدة منها الأقلام حيث يختفي ثوب السباحة. |
kalemleri bırakın! Şaka yaptım. Zamanınızı kullanın. | Open Subtitles | ضعوا الأقلام جانبا إني أمازحكم خذوا وقتكم |
Boya kalemleri, fosforlu kalemler, boyalar, şişkin boyalar... | Open Subtitles | الأقلام و الألوان، الطلاء الطلاء المنتفخ |
Bedava dağıtılan kalemlerden var mı? | Open Subtitles | اذا كان لديهم مثل هذه الأقلام كانوا توقفوا |
Kesinlikle, geçmişte hatalar yaptılar, ama kalemlerin, silgilerinin olmasının nedeni de bu değil mi. | Open Subtitles | لا شك أنهم ارتكبوا فظائع فيما مضى ولكن لهذا تحتوي الأقلام الرصاص على محايات. |
Yazmayan ne kadar çok kalemi var. | Open Subtitles | لديه الكثير من الأقلام التي لا تكتب |
Bunca kalemle bir dünya zırva yazılır. | Open Subtitles | مزيد من الأقلام لكتابة مزيد من الهراء. |
Kalemlerinizi sıranıza bırakın. Ben bitirene kadar yazmaya başlamayın. | Open Subtitles | ضعوا الأقلام لا تكتبوا لحين انتهائي من الكلام |
Kırtasiyeye gittiğimde, sürekli milyonlarca kalemin üretilmesi bende hayranlık uyandırır. | Open Subtitles | إنه أمر مدهش أنك عندما تدخل المكتبة، وتجد أنهم يصنّعون ملايين الأقلام بشكل دائم. |
Deneme, en iyisi sim ve kalemlerle kal. | Open Subtitles | لاتفعلي , من الأفضل فقط تبقي مع الأقلام المنتفخه و لمعة |