Eskiden ciddiydi.Yani en azından ben ciddiydim. Ama o ciddi değildi. | Open Subtitles | حسنا، لقد كان جديا على الأقل أنا كنت، لكنه لم يكن |
Biz sadece hatırlamak istediğimizi hatırlıyoruz. En azından ben böyleyim. | TED | فنحن نتذكر مانريد فقط، على الأقل أنا أفعل |
Hayır ama en azından ben yarım saat bile olsa yaptım. | Open Subtitles | لا، لكن على الأقل أنا فعلتها .في نصف الوقت |
En azından ben benimkiyle konuştum. Seninki sağır buluşma... | Open Subtitles | على الأقل أنا تحدثت مع رجلي، أنت ستخرج في موعد أصم |
En azından benim her zaman para kazandığım bir işim oldu. | Open Subtitles | على الأقل أنا لدي دائماً شيء يمكنني كسب المال منه |
En azından ben yedi yıl önce nerede oturduğumdan dert yanıp durmuyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا لا أشكو من مكان جلوسى فى حفل زفاف انتهى منذ 7 سنوات |
En azından ben pis kokulu fahişelerle düşüp kalkmıyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا لا أعيش مع عاهرة من بورتيريكو |
En azından ben önem veren bir acizim ki senin için aynısını söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | على الأقل أنا الضعيف الذى يهتم أكثر مما تفعلى أنتِ |
Ve biz çocuk yapmaya hazır değiliz. En azından ben. | Open Subtitles | ولا أعتقد أننا مستعدين لإنجاب الأطفال على الأقل أنا لست مستعدة |
İstersen çocuğu öldürebilirsin. Kim özleyecek ki onu? En azından ben özlemezdim. | Open Subtitles | . يمكنك أن تقتله إذا أحببت . لا أحد سيسأل عنه ، على الأقل أنا |
En azından ben Medusa değilim, onları taşa çevirmiyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا لست قنديل البحر الذى يحوله إلى أحجار |
Güç ve heybet konusunda benden üstün olabilirsin, ama en azından ben hissediyorum. | Open Subtitles | لربما تكون أعلى من مستواي في قوّتك وحجمك، لكن على الأقل أنا قادر على الحب. |
Ben en azından ben bir şeyler yapıyorum tamam mı? | Open Subtitles | أتدري أمراً؟ على الأقل أنا أحاول أن أفعل شيئاً حيال الأمر |
En azından ben karar vermeden önce gelip seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا أتيت لأتحدث معك عن هذا قبل أن أتخذ القرار |
Hepimiz haşin bir dünyada yaşıyoruz, en azından ben bunun bilincindeyim. | Open Subtitles | نحن جميعاً نعيش في عالم قاسي لكن على الأقل أنا أعرف بأني كذلك |
Kardeşim birkaç dakikaya burada olacak. Peki, en azından ben iyi görüneceğim. | Open Subtitles | سيكون أخي هنا في أي لحظة على الأقل أنا أبدو جيداً |
En azından ben değiştim! Sen ise hala 18 yaşında gibi davranıyorsun Jay! | Open Subtitles | على الأقل أنا تغيرت لكنك تتصرف كأنك بالثامنة عشر |
En azından ben, Noel arifesinde ofisimde çalışacağıma birini yatağa atmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا أحاول الحصول على بعض الجنس ليلة عيد الميلاد عوض البقاء في مكتبي أعمل. |
En azından benim üzerimde bir şey yok. Kemirgeni yakalamanın vakti geldi. | Open Subtitles | على الأقل أنا لا ألبس فستانا حان وقت الحرب |
En azından benim ailem var. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل أنا شيء على الأقل لدي عائلة |
Hiç değilse ben bir şeye inandım, sen karanlıkta savrulup duruyorsun anca. | Open Subtitles | على الأقل أنا أؤمن بشيء ما و أنت تتأرجح في الظلام فقط |