"الأقواس" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kemerlerin
        
    • kemerler
        
    • teli
        
    • yay
        
    • yaylarda
        
    Şimdi kulağa bir kafir gibi gelebilirim affedin beni, bu Kemerlerin o binalarla çok ortak noktası var. Open Subtitles الآن بخطر أن الأمر يبدو جدف على الله، سامحوني. هذه الأقواس لديها قاسم مشترك مع تلك المباني.
    Eğer Avustralya'ya olan o uzun mesafeli uçuşlardan birine katıldıysanız ve size hiç bir yiyecek sunmayacaklarını fark ettiyseniz, ama önünüzde oturan adam az önce McDonald's poşetini açtıysa, ve altın Kemerlerin (çev: McDonalds logosu) koltuğun üzerinde tütüyorsa, dersiniz ki, Bu 25 dolarla 16 saat boyunca hiçbir şey yapamayacağım. TED إذا كنت قد ذهبت على أحد تلك الرحلات الطويلة الى استراليا وأستوعبت حقيقة أنهم لن يقدموا لك أي طعام، لكن أحد من الناس أمامك في الصف قام بفتح كيس ماكدونالد، ورائحة الأقواس الذهبية تفوح من المقعد، ستفكّر، لن أستطيع فعل أي شئ آخر بهذه الخمسة وعشرين دولاراً ل 16 ساعة.
    Sivri kemerler, kemerli payandalar ve büyük pencereler yapıyı daha iskeletsel ve süslü bir hale getirdi. TED وضعُ الأقواس البارزة والدعامات المعلقة والنوافذ الكبيرة جعل البنيان أكثر هيكلة وزخرفة.
    "Altın kemerler" dedim. Open Subtitles أني أطلق عليهم الأقواس الذهبية.
    Diş teli takmak için uzun bir süre, haksız mıyım? Open Subtitles هذا هو وقتا طويلا لديك الأقواس. هل أنا على حق؟
    Askerlerimiz bu yay ustasının hünerlerinden yararlanabilir. -Ondan nasıl yapıldığını öğrenelim. Open Subtitles , رجالنا يمكنهم الأستفادة من هذه المهارة في صناعه الأقواس . نحن يجب أن نتعلم منه
    Ayrıca sinirsel yaylarda da ince çatlaklar var. Open Subtitles و هنالك كسور شعيرية أيضاً على الأقواس العصبية
    Taş Kemerlerin oraya gidiyor! Open Subtitles إنه يذهب بإتجاه ممر الأقواس الصخرية ! اقطعي طريقه
    Altın Kemerlerin sonunda alınacak çok altın var. Altın kemerler. Open Subtitles هناك ذهب ستحصلوا عليه في نهاية الأقواس الذهبية...
    Yürüyüş yolundaki Kemerlerin altında koştu... Open Subtitles كان يجري تحت الأقواس في "الميشن"
    - # Kemerlerin altında... # Open Subtitles # تحت تلك الأقواس #
    # Kemerlerin altında... # Open Subtitles # تحت تلك الأقواس #
    Altın kemerler. Open Subtitles الأقواس الذهبية. الأقواس الذهبية.
    Onlara "Altın kemerler" diyorum. Open Subtitles أدعوهم بـ"الأقواس الذهبية".
    - Biliyor musun? Köpek diz ameliyatı geçirmek zorunda kaldı diye Monica diş teli taktıramamıştı. Open Subtitles تعلمون، اه، مونيكا قد لا تحصل على الأقواس لأن تشي تشي اللازمة لعملية جراحية في الركبة.
    Bununla Abilene'e diş teli taktırırız. Open Subtitles يمكن أن تشتري الأقواس لأبيلين.
    Bununla Dakota'ya diş teli taktırırız. Open Subtitles يمكن أن تشتري الأقواس لداكوتا.
    -Şerif, yay ustası arkadaşını .kurtarmaya çalışacağını biliyor. Open Subtitles و عمدة البلده يعتقد أنك ستحاول , إنقاذ صديقك , صانع الأقواس
    Ama soruşturmada çocukların daha önce hiç ok ve yay kullanmadıkları söylenmişti. Open Subtitles انا لا اعرف ولكن قيل فى التحقيق ان كلا الطفلين لم يستخدموا الأقواس والأسهم ابدا من قبل.
    Tabii yaylarda çizik olsaydı ki yok. Open Subtitles هذا لو أنّ الأقواس لها مرمى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more