Genelde daha az esnek eklemleri olan senden yaşlı kadınlarda görülür bu tarz bir problem. | Open Subtitles | تعاني النِساء الأكبر سنّاً عادة لان مفاصلهم مش مرنة عندك هذا النوعِ مِنْ المشكلةِ |
Sapirstein isminde bir doktorum var, daha yaşlı. | Open Subtitles | أنا عِنْدي طبيبُ آخرُ اسمّة سابيرستين الرجل الأكبر سنّاً |
Binamdaki yaşlı kadınları görünce ben de aynı şeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما أَرى هؤلاء السيداتِ الأكبر سنّاً في بنايتِي. |
Partiyi operadan önce verirseniz yaşlı konuklar için daha iyi olur. | Open Subtitles | إذا آي قَدْ يَرْفعُ الكلفةَ، سيد، ربما يَحْملُ الحزبَ قبل الأوبرا قَدْ تَكُونُ أسهلَ على الضيوفِ الأكبر سنّاً. |
Genelde bu ödülü daha yaşlı kişilere verirler. Niles. | Open Subtitles | تَعْرفُ، بشكل مألوف هم أعطِهم خارج إلى الناسِ الأكبر سنّاً الكثيرِ. |
Hep yaşlı erkeklerle takıldın. Whitesnake kotun vardı. Marlboro Red içtin. | Open Subtitles | .أنت كُنْتَ دائماً مَع الرجالِ الأكبر سنّاً كَانَ عِنْدَكَ سترة الأفعى البيضاء تلك |
Çok eğlenceli, radyodaki herkes çok kibar, özellikle yaşlı adamlar. | Open Subtitles | هو لذا مرحُ. كُلّ شخص في المحطة لطيفةَ ممتازةَ، خصوصاً الرجال الأكبر سنّاً. |
Veteran yemekleri, yaşlı müşterilerimiz için özel olarak hazırlanıyor, efendim. | Open Subtitles | الطعام لكبارِ السن يُهيّئُ خصيصاً لزبائنِنا الأكبر سنّاً |
Yani, yaşlı bir kadının cazibesi reddedilemez. | Open Subtitles | أعني، إنّ إغراء النساء الأكبر سنّاً أمر لا يُنكر |
yaşlı olanlara gelirsek, onlar da kafasına göre ilişki adına beklentilere girmiyorlar, anlıyor musun? | Open Subtitles | و الأكبر سنّاً , ليس لديهم هذه التوقعات التافهة التي تحتاجها أي علاقة و التي لا تحتاجها أيضاً |
Diğer bütün yaşlı kızlar iştelerdi. | Open Subtitles | كُلّ البنات الأكبر سنّاً كُنّ في العمل. |
Ehliyeti yenileme zamanı gelene dek kendimden saklıyordum ve ismimin yanında benmiş gibi davranan daha yaşlı bir adam vardı. | Open Subtitles | الواحد أنا أَخفي نفسي عنه... إلى أنْ يُوقّتُ للتَجديد... وبعد ذلك هناك بَعْض الرجلِ الأكبر سنّاً المستويِ بجانب اسمِي... |