Öylesine kusursuz bir uyarı sistemi olmalı ki av köpekleri çalıştığımız barakaların 15 metre yakınına geldiğinde hiç iz bırakmadan işi örtebilelim. | Open Subtitles | أريد نظام مثالى لإستخدام الإشارات إذا سمعت همس على بعد 50 قدم من أى من الأكواخ التى ستعملون بها سنتوقف بدون إشارة |
Parkın sınırında avcı kulübeleri var. Kızı oraya götürmüş olabilir. | Open Subtitles | إنهم يسكنون الأكواخ على طول الحافة كيف يأخذها إلى أحدهم |
Baslangiçta batakliktaki küçük tahta kulübeler topluluguydu, ...ama dünyadaki en güçlü sehirlerden biri oldu. | Open Subtitles | كانت مجرد مجموعة من الأكواخ في وسط المستنقع لكنها صارت واحدة من أقوى المدن في العالم |
Dostlarım, buradaki son baraka dün gece gizlice sıvıştı. | Open Subtitles | لأن أصدقاؤنا الذين عاشوا في تلك الأكواخ رحلوا رغماً عنهم الليلة الماضية |
Central Park'ta barakalarda yaşayan insanlar var. | Open Subtitles | أتعرف، هناك ناس تعيش في الأكواخ في المتنزه المركزي |
Tabii yolun aşağısında kulübelerden birinde kalabilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا, يمكنكم أن تبقو في أحدى الأكواخ التي على الطريق. أذا قمتم بالمغادرة صباحا |
Meth üreten adamlar boş kabinlere laboratuvar kuruyorlar. Sonra da patlıyor işte. | Open Subtitles | رجال مُختبرات الميثامفيتامين هؤلاء يقومون بالتجهيز في الأكواخ الفارغة، وتُصبح الأمور... |
"barakaları boyamışlar ve gerçek istasyon süsü vermek için..." | Open Subtitles | ، قام بطلاء الأكواخ ووضع كلّ أنواع الإشارات |
Nihayet 10 yaşındayken beni götürdü. Gece geç saatlerde kulübelere vardık. | Open Subtitles | أخذني أبي وأنا في العاشرة، وصلنا هناك بساعة متأخرة من الليل إلى تلك الأكواخ |
Yenilenen kulübelerin çoğu ömür boyu orada kalacak kiracılara verilecek. | Open Subtitles | ولكن الكثير من الأكواخ المجددة ستسكن فيها عوائل مدى الحياة |
Böylece karanlığa kadar gözden uzakta bu kulübelerde saklanmak zorunda kaldık. | TED | وانتهى بنا الأمر إلى هذه الأكواخ مخبئين حتى حلول الظلام |
Artık bunu görüyoruz: Otlardan barakaların üzerindeki güneş panelleri ve bunu karşılanabilir yapan yeni iş modelleri. | TED | إننا حالياً نحصل على هذه: الألواح الشمسية فوق الأكواخ العشبية ونماذج تجارية جديدة مما يجعلها بأسعار معقولة. |
Şimdi, araziyi şöyle bir incelediğimizde... 104 ve 105 numaralı barakaların ağaçlara en yakın barakalar olduğu rahatlıkla görülebiliyor. | Open Subtitles | الآن , حتى النظرة السطحية على المكان تؤكد لنا أن الأكواخ 104 , 5 هى الأقرب إلى الأشجار |
Belki de barakaların altına dökmeliyiz. Oradaki toprak koyu renkte. | Open Subtitles | ربما يمكننا وضعه تحت الأكواخ التراب داكن هناك |
Koşarak ormana dalıyor ve bu küçük kulübeleri inşa ediyordum. | TED | لذلك كنت أركض للغابة وأبني هذه الأكواخ. |
O zaman kasabanın bu tarafındaki kulübeleri aramalıydık. Otoyola yakın olanları. - Ayrılalım. | Open Subtitles | إذاً ينبغي علينا البحث في الأكواخ على هذا الجانب من المدينة بالقرب من الطريق السريع |
Eski tahta kulübeler 1970'lerde bu dev kubbeyle değiştirildi. | Open Subtitles | تم استبدال الأكواخ الخشبية القديمة بقبة عملاقة في السبعينات |
Buraya bazı kulübeler yapabilirsiniz zeminini kullanacaksınız... | Open Subtitles | عليكم ببناء بعض الأكواخ - .. كلها في صف - |
Biz 25 yıl boyunca baraka ve bodrumlarda yaşadık. | Open Subtitles | أتعلم أننا عشنا 25 سنة في الأكواخ والسراديب؟ |
Central Park'ta barakalarda yaşayan insanlar var. | Open Subtitles | أتعرف، هناك ناس تعيش في الأكواخ في المتنزه المركزي |
O kulübelerden bâzıları 30'lardan beri buradadır. | Open Subtitles | بعض هذه الأكواخ هنا منذ الثلاثينيات |
Sonra da Rigsby şu kabinlere bir göz atmak istiyor. | Open Subtitles | بعدها يُريد أن يذهب (ريغسبي) للتحقق من تلك الأكواخ. |
Bunny, şu saz damlı barakaları temizle. | Open Subtitles | بانى .. قم بإخلاء الأكواخ الأن |
Ancak beyazlar kulübelere doğru o kadar hızlı geldi ki saklanmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ثم إنقض البيض على الأكواخ بسرعة كان علىّ الإختباء |
Bir çok kişi kulübelerin boş olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | حسناً، أشخاص كثيرون قد عرفوا أنّ هذه الأكواخ فارغة. |
CIA, FBI ve askeri yetkililer kulübelerde mahkumları sorguya çekiyor. | Open Subtitles | يتم إستجوابهم فى تلك الأكواخ الخشبية من قبل المخابرات الأمريكية والشرطة الفيدرالية والمخابرات العسكرية |