"الألبان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Arnavutlar
        
    • süt ürünü
        
    • mandıra
        
    • Arnavut
        
    • yoğurt
        
    • sütlü
        
    • süt ürünlerini
        
    • Sütçü
        
    • mandıraya
        
    • Arnavutlarla
        
    • süt ürünleri
        
    Arkadaşıyla birlikte havaalanındaki bir gözcü tarafından işaretlendi. Kızımı Arnavutlar kaçırdı. Open Subtitles قابلت و صديقتها نصابا في المطار ، خطفها مجموعة من الألبان
    Milan'dan gelen kargo, Arnavutlar tarafından engellenen var ya hani. Open Subtitles الشُحنة من ميلان التى قد تم خطفها من قبل الألبان
    Koç süt ürünlerini sakalı büyüttüğünü söyledi. Peynir de süt ürünü değil mi? Open Subtitles المدرب قال أن الألبان تسرع نمو اللحيه و الجبن من الألبان، اليس كذلك؟
    Haberlerde söylendiğine göre, şehrin her tarafından insanlar MacIntosh çiftliğinden çıkıp çıkmadığına bakmaksızın tüm mandıra ürünlerini çöpe atıyormuş. Open Subtitles الأخبار تقول أن الناس في كل المدينة يتخلصون من منتجات الألبان ان كان مصدرها مزرعة ماكنتوش أو لم تكن
    Arnavut teröristler tarafından evinden çıkarılmıştır. Tamam mı? Open Subtitles إقتادها الإرهابيون الألبان من بيتها,حسنا؟
    Adam bir de yoğurt patronu. yoğurt işinde gerçekten dev isim, yoğurt imparatoru gibi. Open Subtitles هذا الشخص يعمل في الألبان أحد كِبار المتعاملين في الألبان
    Bir bodyguard tarafından yapılmış bodyguardlar için ilk alkollü, sütlü protein içeceği. Open Subtitles -أول مشروب كحوليّ بروتينيّ مصدره الألبان من أجل الحُرّاس. -بِواسِطة حارسٍ شخصيّ !
    Şimdi yabancılar gelebiliyor ama Arnavutlar ülkeden yine çıkamıyor. Open Subtitles الآن أصبح بمقدور الأجانب دخولها لكن الألبان لم يستطيعوا الخروج
    Arnavutlar bize kurbanların yerini söylemiyor bir türlü. Open Subtitles الألبان لن يخبروننا بمكان ضحايا عمليات الخطف
    Zar zor hatırlıyorum onu çünkü Arnavutlar NATO ile birlikte Kosova'yı işgal ettiğinde Belgrad'a kaçmış. Open Subtitles لا أتذكرها جيداً لأنها رحلت لبلغراد عندما حارب الألبان كوسوفو مع منظمة الناتو
    Biraz daha sakin olmamı... meyve diyetini bırakmamı... ve daha az süt ürünü tüketmemi söyledi. Open Subtitles فقطأنه.. يجب علي أن أبطئ قليلا أتوقف عن حمية الفواكه، وأبتعد قليلا عن الألبان
    Ama ben vejetaryenim, sosis istemem biber istemem, ve peynir istemem çünkü süt ürünü. Open Subtitles المعتاد ، ولكنني نباتي لذا لا أريد نقانق ، ولا أريد ببروني ولا أريد أية جبن لأنني لا أطيق الألبان
    Çünkü et yemiyorum, ve süt ürünü de yemiyorum. Open Subtitles ' أنا لا آكلُ لحمَ , وأنا لا آكلُ الألبان.
    Yapımcım Roz mandıra Eyaleti'nden hikayeleriyle bana gayet hoş vakit geçirtir. Open Subtitles أمتعتني كثيرا بقصصها عن ولاية الألبان العظيمه ..
    Umarım babam mandıra Güzeli önünde eğilmeyi unutmaz. Open Subtitles حَسناً، أَتمنّى بأنّه يَتذكّرُ إلى الأدبِ قبل ملكةِ معملَ الألبان.
    Elimizde hayati tehlikesi olan, kimliği belirsiz üç Doğu Avrupalı ve ölümcül çikolata makinesiyle yaraladığınız iki Arnavut var. Open Subtitles لدينا ثلاثة مجهولي الهوية من أوربا الشرقية في حالة حرجة وهذين الألبان الذين قمتم بتشويههم بولعك للشيكولاته
    Arnavut teröristler, Amerika'ya bombayı sokma girişimi nedeniyle Kanada'ya bir bombalı çanta yerleştirmişlerdir. Open Subtitles الإرهابيون الألبان ...وضعوا القنبلة في حقيبة في كندا في محاولة... ..
    Beni şirketinin kârsız yoğurt fonunun başına getirdi, bu da birçok insanla birçok güzel şey yapmamı sağlıyor. Open Subtitles جعلني أدير له قسم صنع الألبان يمكنني أن أفعل الكثير من الأعمال الحسنه للناس
    Bu topaklar ya da lorlar, peynirin yapı taşı oldu ve bekletildi, baskı uygulandı, olgunlaştırıldı ve çok farklı ve fazla türde süt ürünlerini oluşturdu. TED أصبحت هذه الكتل، أو الكرات المتخثرة، العناصر الأساسية لتكوين الجبن، والتي يمكن أن تُعَتَّق لاحقاً، وتُكبَس، وتُنضَّج، وتكوَّن بأشكال مختلفة من منتجات الألبان اللذيذة.
    O soya sütümdü ve ciddi Sütçü sorunlarım var. Open Subtitles ذلك حليب الصويا الخاص بي , وانا لدي مشكلة كبيرة مع مشتقات الألبان
    Randy ve Mike Newman mandıraya bekleniyorsunuz. Open Subtitles (رندي) و (مايك نيومن) إلى منصة شركة الألبان
    Teklifini duyayım. Ama ne Arnavutlarla ne de Araplarla bir iş birliği olmasın. Open Subtitles لأسمع إقتراحك، لكن لا تعاون مع الألبان أو العرب.
    Buğday, süt ürünleri ve yüzü olan hiçbir şeyi yemiyorum. Open Subtitles لا آكلُ القمح، الألبان أو كلُّ ما شيءٍ لهُ وجهٌ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more