Bıyıklı bir erkek gaydir ya faşisttir ya da ikisi birdendir. | Open Subtitles | الرجال بشوارب هم أيضا ً فاشيون أو كلا الأمرين معا ً |
Kuş tüyünden bir yatak da olsa fena olmazdı ama ikisi de olmayacak. | Open Subtitles | لا أمانع الحصول على سريرٍ مِن الريش أيضاً، لكنْ كِلا الأمرين لن يحدث |
Ben sana bu dişlilerde küçük kısılma oranlarıyla hızlı control yeteneği verebilirim. ya da sana güç verebilirim. İkisini birden veremem. | TED | أستطيع أن أوفر محرك سريع مع نسبة أقل من التروس المستخدمة. أو أستطيع أن أوفر القوة، لا يمكنني تقديم الأمرين معاً." |
Sanırım ikisini de istiyorum, ve ikisine birden sahip olamam, değil mi? | Open Subtitles | أظن أني أريد كلا الأمرين ولا يمكن أن يكون لدي كلاهما |
Olabilecek iki şeyden biri kaçıranlar, seni tanıyor ya da tanımıyorlar. | Open Subtitles | أحد الأمرين لقد حصل هُنا، أما الخاطفين يعرفونك أو لا يعرفونك. |
O zaman kan kaybından ölmüştür. Kadınlar genelde ikisinden birisini dener. | Open Subtitles | قد نزفت حتى الموت إذاً، غالباً ما تقوم النساء بأحد الأمرين |
bu iki şeyin kesişiminde en doğrudan ve en açık olanı yani | TED | هذا هو الأكثر بديهية و مباشرة و نقطة التقاء الأمرين. |
Eğer siz müttefik olacaksanız, beni görmenize ihtiyacım var. Bireysel olarak, müttefik olarak,insan olarak, iki şeyi bir arada tutmayı öğrenebilmeye ihtiyacımız var. Hem iyileri hem kötüleri, | TED | كأفراد، كحلفاء، كبشر، يجب علينا أن نتمكن من الإمساك بكلا الأمرين: الجيد والسيء، السهل والصعب. |
İkisi arasında bir seçim yapmak zorunda kalabileceğin bir gün gelebilir. | Open Subtitles | ربما سيأتى الوقت الذى سيتم الضغط عليك فيه للإختيار بين الأمرين |
Beş yıl önce savunma oyuncusu koçu ölünce... ikisi aynı anda oldu. | Open Subtitles | قبل خمس سنوات حين توفي مدرب خط دفاع الفريق حصلت على الأمرين |
Bu uzman ama öznel değerlendirmeye karşı, aynı şeyi yapmaya çalışıyoruz ama parmak izi üzerindeki moleküler bileşenleri kullanarak ve bu ikisi birlikte çalışabilir. | TED | بدلًا من الاعتماد على هذا الخبير نستخدم التقييم الموضوعي، نحاول أن نفعل الأمر ذاته، ولكن من خلال التركيب الجزئي للبصمة، يمكننا استخدام الأمرين معًا. |
- Ama bunun size faydası olmaz. - Peki. Öyleyse ya onları durdurmalıyız, yada buradan çıkmalıyız, veya her ikisi de. | Open Subtitles | حسناً، علينا أن نوقفهم أو نغادر او نفعل الأمرين |
Yalın ve basit, daha fazla gardiyana ihtiyacımız var ve ikisini birden karşılayamayız. | Open Subtitles | الأمرُ بسيط، نحتاج للمزيد من الضُباط و الميزانية لا تسمَح لكِلا الأمرين |
İlişkiler hakkında, şef olma olayı hakkında, ikisini birden nasıl idare edeceğim hakkında. | Open Subtitles | بالعلاقة, بالزعامة, كيف أوفق بين الأمرين و لا أشتت بينهما |
Ki bunda ya nerede olduğunu ya da senden hoşlandığımı bilirim ama ikisi birden olmaz. | Open Subtitles | والذي يمكنني أن أعلم من خلاله مكان تواجدك، وإن كنتُ أحبكَ أم لا لكن لا يمكنني معرفة كلا الأمرين |
Tüm bunlara ulaşmak için bir sürü şeye katlandım. O bodrum katında yaşamak zorunda kaldığım şeyden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | عانيت الأمرين في الحصول على كل هذا عدا عن ذكرِ ما عانيته في القبو |
Ay sonunda iki şeyden biri olacak. | Open Subtitles | بحلول نهاية الشهر، أحد الأمرين قد يتحقق. |
Eğer her ikisinden de ufak bir parça bile bahsederseniz, hayatınızın geri kalanını geçirmek üzere soğuk ve karanlık bir yere konduğunuzu görürüm. | Open Subtitles | إذا كنت ستنطق كثيراً حتى بتلميح من كِلا الأمرين سَأَراك تُضِع جانباً في مكان بارد، مُظلم لبقيه الزمان |
Sonra da ikisinden birini yapın. Ya yardım edin ya da gidin. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك يُمْكِنُك أَنْ تقوم بأحد الأمرين يُمْكِنُك أَنْ تُساعدَ، أَو يُمْكِنُك أَنْ تغادر |
Ve bu iki şey riski olduğundan büyük gösterdi. | TED | و هذين الأمرين جعلاها أكثر خطرا مما هي عليه. |
Bu garip bir şey ve bu iki şeyin çözülmeden kalmasına izin veriyor. | TED | إنه أمر غريب، ويسمح بهذين الأمرين أن يكونا دون حل. |
bu iki şeyi zihnimde örtüştürmek zordu. | TED | كان من الصعب بالنسبة إلي التوفيق بين هذين الأمرين في ذهني. |
Açıkça her ikisini birleştiren bazı teknolojiler var. | TED | حسنا هناك بعض التكنولوجيا التي بوضوح، تضم كلا الأمرين. |