"الأمر أشبه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sanki
        
    • gibiydi
        
    • Daha çok
        
    • gibidir
        
    • benziyor
        
    • Tıpkı
        
    • benzer
        
    • yapmak gibi
        
    • çalışmak gibi
        
    Sanki alev almış yanıyordu. Ben de onu söndürmeye çalışıyordum. Open Subtitles الأمر أشبه وكأنها تحترق وأنا كنت أحاول إخماد النار عنها
    Sanki karnına saplanmış bir bıçağın azar azar etini kazıması gibi bir şey. Open Subtitles الأمر أشبه بوجود شفرة في بطنكِ تقوم بتكوين غرز على جسدكِ لايمكنِ إخفائها
    Böyle bir şey "bir dağ uçabilir mi" sormak gibiydi. TED كان الأمر أشبه بالسؤال عن إمكانية طيران جبل ما.
    Sanki Daha çok bir düş gibiydi. Open Subtitles فلقد كان الأمر أشبه بأحلام اليقظة، حسبما أظن
    Daha çok farklı notaların olduğu bir senfoni gibi ve bu notaların her biri farklı bilişsel enstrümanlar üzerinde çalınır. TED الأمر أشبه بالسمفونية الموسيقية التي تحتوي على نغمات متعددة، وكل من هذه النغمات تعزف على آلة مختلفة من الإدراك.
    Aslında bu katmanları okuyabilirseniz, kitap okumak gibidir, ve o bölgeninin geçmişinde neler olduğunun tarihini öğrenebilirsiniz. TED و لذلك إن استطعت قراءة هذه الطبقات سيكون الأمر أشبه بقراءة كتاب يخبرك عما حدث في الماضي في هذا المكان
    Samanlıkta iğne aramaya benziyor. Ama belki şansımız yaver gider. Open Subtitles الأمر أشبه بإبرة في كومة قشّ، لكن لربّما سيُحالفنا الحظ.
    Sanki dünyaya pembe camlı bir gözlükle bakıyordum, ne arayacağımı da biliyordum, baktığım her yerde görebiliyordum. TED كان الأمر أشبه بامتلاكي لزوج من النظارات وردية اللون، والآن بعد أن عرفت ما أبحث عنه، أصبحت أراه في كل مكان.
    Sanki bu çocuklar bir şey bekliyorlar. Open Subtitles الأمر أشبه و كأن هؤلاء الأطفال بإنتظار شيء
    Sanki rögar kapağını açıp: Open Subtitles الأمر أشبه وكأنك إذا بك ترفع غطاء الفتحة
    Nereye gittiklerini bana söylemiyorlar. Sanki bir komplo gibi. Open Subtitles لا يخبروني أين يذهبون ،إن الأمر أشبه بمؤامرة
    Sanki yabancılarla yaşıyor gibiyim. Open Subtitles الأمر أشبه بأنني أعيش مع أشخاص غرباء بالكامل
    Hepimiz hastalığı atlatamayacağını düşündük. Atlatması mucize gibiydi. Open Subtitles في الواقع, اعتقدنا جميعاً أنها لن تنجو لقد كان الأمر أشبه بمعجزة
    Çünkü evdeyken seninle konuşmak buz kütlesiyle konuşmak gibiydi. Open Subtitles بل لأنّكَ عندما كنتَ بالمنزل، كان الأمر أشبه بالحديث للوحٍ من الثلج
    Sanki evladının gözlerinin önünde boğulması ama ona susmasını söyleyememek gibiydi! Open Subtitles الأمر أشبه برؤيتك لولدك وهو يقع ولا تستطيع أن تخبره أن يصمت
    Samanlıkta iğne aramak gibiydi. Open Subtitles كان الأمر أشبه بالبحث عن إبرة في كومة قش
    Bir yapıyı temizlemek dans etmek gibidir. Open Subtitles انصت، عندما تقوم بتأمين بناية الأمر أشبه بالرقص.
    Bunlar gibi ikisini yanına alıp soygun yapmayı öğretmeye çalışmak, Tıpkı çocuk yetiştirmeye benziyor. Open Subtitles سحقاً، الأمر أشبه بتربية طفلين حينما تقبل بزوجين مثلهما وتحاول تعليمهم السرقة ..
    Tıpkı bir çok insanın işe başladığı küçük bakkallar gibi. Open Subtitles الأمر أشبه بالسوق الصغير جداً حيث هناك أشخاصاً عدة لتنافسهم
    Bu, kasığından dev bir yarabandı sökmeye benzer. Open Subtitles الأمر أشبه بإزالة شريط لاصق من على شعرك.
    Bu eklerlerle milföyler arasında seçim yapmak gibi. Open Subtitles إن الأمر أشبه بالإختيار بين إكليرز ونابليون
    Bir ağacın yaşam döngüsünü anlamaya çalışmak gibi... TED إن الأمر أشبه بمحاولة لتحديد حقبة من عُمْر شجرة..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more