"الأمر سهلًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • kolay
        
    Carnegie Mellon'da şifreleri hatırlamamız için çok kolay bir yöntem uyguluyorlardı. TED في جامعة كارنجي ميلون، اعتادوا جعل الأمر سهلًا جدًا بالنسبة لنا لنتذكر كلمات المرور الخاصة بنا
    Eğer birisi onun hafızasını geri getirebilseydi, bu çok daha kolay olurdu. Open Subtitles سيكون الأمر سهلًا لو أن أحدهم أرجع ذاكرتها
    Bu adamları gözetlemek kolay olmayacak. Open Subtitles لن يكون الأمر سهلًا للتجسّس على هؤلاء الرّجال.
    Rutinini bilince Amanda için kolay olmuştur. Open Subtitles حين علمَت بذلك الروتين، أصبح الأمر سهلًا
    Tüm delilleri bulmak nasıl bu kadar kolay oldu bilmiyorum. Open Subtitles فلم أصدِّق كم كان الأمر سهلًا للعثور على كلّ تلك الدلائل.
    Kimse için kolay olmayacak, bilhassa sizin için. Open Subtitles لن يكون الأمر سهلًا على أيّ شخص، لا سيّما أنتِ.
    Bu benim için de kolay değil. Ben de 10 yıldır aynı insanla seks yapmaktan çok memnun değilim. Open Subtitles ليس الأمر سهلًا علي أنا أيضًا، فأنا لست مغرمًا بممارسة الجنس مع نفس الشخص لمدة 10 سنوات، اتفقنا؟
    Bu grupları toplayıp birlikte çalıştırmak kolay olmayacak. Open Subtitles نقوم بتجنيد هذه المجموعات و نتحد معًا لن يكون الأمر سهلًا
    Benim için de çok kolay olmadı. Open Subtitles لم يكن الأمر سهلًا بالنسبة لي، أنا أيضًا
    Bu grupları toplayıp birlikte çalıştırmak kolay olmayacak. Open Subtitles نقوم بتجنيد هذه المجموعات و نتحد معًا لن يكون الأمر سهلًا
    Sanırım internetin çıktığı ilk günlerde çoğumuz bilgi teknolojisinin kendi başımıza bilmemizi hep daha kolay hâle getireceğini düşünmüşüzdür ve aslında çoğu açıdan öyle de oldu. TED أعتقدُ في الأيام الأولى لاستخدام الإنترنت اعتقد العديد منّا بأن تكنولوجيا المعلومات كانت ستجعلُ الأمر سهلًا بالنسبة إلينا للمعرفة من أجلنا وبالتأكيد فعلت ذلك في طرقٍ شتى.
    Her zaman kolay değil, zor. TED ليس الأمر سهلًا دائمًا، إنه صعب.
    Diğer insanlarla işbirliği yaptığımda, gerek sette olsun, gerekse çevrim içi, o akışı bulmak benim için çok daha kolay oluyor çünkü hepimiz sadece bir şeye dikkat veriyoruz, birlikte yaptığımız bir şeye. TED وحالما أتعاون مع الآخرين، سواء كانوا في موقع التصوير، أو عبر الإنترنت أو في أي مكان آخر، يجعل الأمر سهلًا أكثر لإيجاد ذلك التدفق، لأننا جميعًا نولي الانتباه فقط لا غير لشيء واحد نصنعه معًا.
    Bir kez senkronize olduk mu, kolay olur. Open Subtitles متى ما تزامنا، سيكون الأمر سهلًا
    Onun için kolay mı, bilmiyorum. Open Subtitles ... لا أدري، إذا ما كان الأمر سهلًا بالنسبة له
    kolay değildir. Olamaz efendim. Open Subtitles لا يمكن أن يكون الأمر سهلًا كلا يا سيدي
    Evet bu kolay değildi ama evet. Open Subtitles أجل, أعني, لم يكن الأمر سهلًا دائمًا لكن ... أجل
    Neredeyse fazla kolay oldu ya, biliyor musunuz? Open Subtitles لقد جعلتم الأمر سهلًا بشكل مريب
    Bu çok kolay. Open Subtitles يبدو الأمر سهلًا جدًا أكثر من المعتاد
    Keşke o kadar kolay olsaydı. TED فقط لو كان هذا الأمر سهلًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more