"الأمر طارئ" - Translation from Arabic to Turkish

• Acil olduğunu
• Acil bir durum
• Acil durum
• çok acil
• acil olduğu

Karınız yine telefonda. Acil olduğunu söyledi.
زوجتك على الهاتف مجدداً، وتقول إن الأمر طارئ

Acil olduğunu söyledin onun için geldim.
ولكنك أخبرتني أن الأمر طارئ لهذا السبب أتيت

Şimdi Paskalya zamanı, umarım seni uyandırmamışımdır, ...ama gerçekten, Acil bir durum bu.
نحن في عيد الفصح, لذا آمل أنني لم اوقظك لكن الأمر طارئ

Acil bir durum ve o dosyaları satman için sana ben getirdim.
الأمر طارئ وتذكري أنني إستخرجتُ لكِ تلك الملفات لكي تبيعينها

Acil durum olduğunu söylemiştin. Öyle, leke var.
ــ لقد قلتِ أنّ الأمر طارئ ــ نعم , يوجد بُقعة

Konuşmalıyız Niles. çok acil!
نايلز " علينا التحدث " الأمر طارئ

Mesajında acil olduğu yazıyordu.
كان مكتوب في رسالتك النصية أن الأمر طارئ

Acil olduğunu söyledi ve telefonda detay vermeyi reddetti.
قال ان الأمر طارئ,ورفض إعطائي أي معلومات في الهاتف

Selamımı ilet ve durumun Acil olduğunu söyle.
أبلغهم تحياتي وقل لهم بأن الأمر طارئ

Acil olduğunu söyledin.
قلت إن الأمر طارئ.

Efendim, Fiona Monroe birinci hatta. Acil olduğunu söyledi.
سيدي، معي على الخط الأول فيونا مونرو)، تقول بأن الأمر طارئ)

Acil olduğunu söylemiştin.
قلت أن الأمر طارئ.

Randevunun 20. dakikasında bir arkadaşları telefon ediyor ve randevu iyi gitmiyorsa Acil bir durum varmış gibi yapıp kaçıyorlar.
بعد عشرون دقيقة من المقابلة يستلمن مكالمة هاتفية من أحد الأصدقاء ولو كان الموعد غير سار، يصتنعن أن الأمر طارئ ويغادرن

Ne kadar deli olursan ol, Acil bir durum olmadığı sürece cevap beklemelisin.
وبحالتك الثملة هذه الأ إذا كان الأمر طارئ أعتقد يجب ان تنتظر قبل ان تجيب

- Aradı mı? Bugün Pazar. - Biliyorum, Acil bir durum var.
"نيكول) إن اليوم "أحد) أعلم ، و لكن الأمر طارئ ، و

Ama Acil bir durum söz konusu.
حسناً، لكن الأمر طارئ نوعاً ما

- Lütfen Acil bir durum olduğu için soruyorum. Ne oldu?
-رجاءً، السبب الوحيد لطلبي لأن الأمر طارئ

"Jungle drums" şarkısı Acil durum olduğunu söyledi.
طبول الغابة قالت أن الأمر طارئ

Beyler! Bu Acil durum. Faisal'ın kafası bulunmuş.
يا رفاق , الأمر طارئ لقد وجدوا رأس فيصل

Jutta'ya ulaşamıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum, çok acil!
(ولا يمكنني والوصول إلى (جوتا لا أعرف ماذا علي أن أفعل الأمر طارئ

Daire 5101 Bay Taggart. Bana acil olduğu söylendi.
ـ جناح 5101 سيد (تاغارت) , الأمر طارئ ـ معذراة