Ben Sadece insanoğlunun kendi çabalarıyla elde ettiği şeylerin Ona mal edilmesinden bıktım. | Open Subtitles | لكن الأمر فقط أنني سئمت من نسبة كل الفضل إليه فى جميع الأمور التي يحققها البشر بفضل جهودهم وعزمهم |
Sadece, ben burada onu korumaktan çok acizim. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني عاجزٌ جدا هنا .. و لا وسيلة لدي لمساعدتها |
Sadece Jonathan ve ben çok kötü ayrıldık bu sabah. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني كنت تركت جونثان بعد أن تشاجرنا |
Üzgünüm, sızlanma ya da başka bir şey yapmak istemem Sadece günün çoğunu bu şey çalışsın diye harcadım. | Open Subtitles | لا أقصد تقديم شكوى أو أي شيء الأمر فقط أنني قضيتُ اليومَ للتأكد بأن هذا كَانَ شغّال |
Sadece bunu seninle yapabilecek fırsatım olmadı. | Open Subtitles | الأمر فقط , أنني لا أحظى بهذه الفرص معكِ |
Sadece çok heyecanlandım çünkü gelinliğimi bulduk, ve sonra, biliyorsun, bir şey oldu ve hiç bir şey ifade etmedi. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني كنت متحمسة جداً لأننا وجدنا الفستان و لذا, أنت تعلم, أشياء تحدث, و هي لا تعني شيء أبداً |
Sadece, belki de ben, ...artık tanrının sevgisine layık olmadığımı hissediyorum O'nunla tüm bağlantımı kaybettim. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني أشعر وكأنني لست جديرة بــ حب الرب حاليا |
Sadece bu mekanda sana bakıyorum ve öyle güzelsin ki... | Open Subtitles | الأمر فقط أنني أنظر إليكِ في هذه المساحة وتبدين جميلةً للغاية |
Ben Sadece, kuş ve sahibi arasındaki ilişkinin, ...çok hassas olabileceğini yeni farkettim. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني مُؤخراً إكتشفت أن الروابط بين الهاو وطائِرَهُ يُمكِنُها أن تكون شديدة للغاية. |
Sadece kalabalıkla aram hiç iyi değildir. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني لستً جيداً جداً مع التجمعات. |
Hayır. Ben Sadece tüm zamanımızı davalarla harcadığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | لا , الأمر فقط أنني شعرت بأننا نقضي كل أوقاتنا |
Sadece romantik bir ilişki istemiyorum. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني لا أريد عمل علاقة عاطفية |
Sorun ne? Sadece.. Ben bunun yürüyeceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | ... حسناً، الأمر فقط أنني لا أظن أن الأمر سينجح بيننا |
Sadece Axl'dan hiç sevgi görmüyorum. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني لا أحصل على مشاعر من "أكسل" |
Şey Sadece seni oğlunla görünce. | Open Subtitles | حسنًا، الأمر فقط أنني رأيتُك مع ابنك |
Sadece, sahada oyun oynamak için geberiyorum. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني عندما أكون في ملعب الكرة |
Ben Sadece... Ailemden kimsenin ölümüyle annem ve babamdan sonra ilgilenmek zorunda kalmamıştım. | Open Subtitles | الأمر فقط , أنني لم أتعامل مع الموت |
Sadece birkaç gün daha kalırsın diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ...الأمر فقط أنني ظننت أنك ستبقى لبضعة أيام أخرى |
Sadece yer için bir plânımız olsun istiyorum. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني أظن بأن علينا تجهيز خطة. |
Ben Sadece -- 45 saniye kaldı efendim. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني... لديك 45 ثانية، سيدي. |