| Betty'nin merhamet görmesi için tek umudu onun lehine ifade vermen. | Open Subtitles | و الأمل الوحيد المتبقي ل بيتي .اذا كنت ستشهد لصالحها جيد؟ |
| Onun sonunda tabut olmayan tek umudu benim ya da elleri zincire vurulmuş bir şekilde Havana'yı görebilir. | Open Subtitles | أنا الأمل الوحيد لديه من أجل مستقبل التي لا تنطوي على تابوت أو عرض هافانا خلال وسلسلة ربط السور. |
| Ama bu kabusun bitmesi için tek umudumuz o profesör. | Open Subtitles | لكن الأمل الوحيد لكى نوقف هذا الكابوس يملكه الأستاذ بالأعلى. |
| Somut bir kanıt bulmak için tek umudumuz bu. O yüzden lütfen yardım et bana. | Open Subtitles | إنه الأمل الوحيد للعثور على خيط صلب، فساعدني أرجوك. |
| Hayatta kalan birine ulaşmak için tek umut ta bodrumda, yanan şeyler arasından gitmek durumdasınız. | TED | الأمل الوحيد للوصول إلى طريق الناجين في الطابق السفلي، هو المرور من بين أشياء مشتعلة. |
| İnsanlığın geleceği için tek umut; Komünizmdir... | Open Subtitles | الشيوعية هي الأمل الوحيد لمسـتقبل الإنسـانية |
| Sen bu dünyanın geri kalan tek umudusun ya da hepimiz öleceğiz. | Open Subtitles | إنّكَ الأمل الوحيد الذي بقى للعالم، أو سيمسي العالم في طيّ النسيان. |
| Cylon halkının üremek için tek umudunun bu olduğu evrim geçirmek için karmaşık biyolojik deneme yanılmalar düşüncesi gözünü karartmış, altından kalkamıyor. | Open Subtitles | الأمر يُعنى الكثير له فكرةأن.. الأمل الوحيد لبقاء قوم السيلونز هو الحاجة المُستميتة للتطٌور والولادة |
| Blaisdell, Warlock'ın kurtulması için tek şansımız. | Open Subtitles | الأمل الوحيد لوورلوك هو بلسديل ليقيها من الرصاص . |
| Loras'ın tek umudu suçlarını itiraf edip tövbe etmek. | Open Subtitles | الأمل الوحيد لوراس هو الاعتراف جرائمه والتوبة. |
| Senin deyiminle o siyah teröristler Güney Afrika'nın tek umudu. | Open Subtitles | ... هؤلاء الإرهابيين السود ، كما تسميهم هم الأمل الوحيد المنشود لجنوب أفريقيا |
| Şimdi İmparatorun tek umudu biziz. | Open Subtitles | نحن الأمل الوحيد للإمبراطور الآن |
| İslam'ın tek umudu artık Marx'tadır. | Open Subtitles | الأمل الوحيد للإسلام الآن هو الشيوعيّة |
| ..Hsieh Klanı'nın tek umudu haline geldi. | Open Subtitles | . أصبح الأمل الوحيد لعشيرة هسييه |
| Kıdemli general Tian'ı kurtarmamız için tek umudumuz o. | Open Subtitles | إنه الأمل الوحيد لإنقاذ القائد العام تيان |
| - Görünüşe bakılırsa diş kayıtları cesedin kimliğini teşhis etmek için tek umudumuz. | Open Subtitles | يبدو أن سجلات الأسنان هي الأمل الوحيد لدينا في التعرف على الهوية |
| Yaşananlara rağmen şu an onunla oturup konuşmam bu olayın yüzümüzde patlamasını engellemek için tek umudumuz. | Open Subtitles | و بغض النظر عما حدث, فجلوسي معه الآن, هو الأمل الوحيد الذي لدينا لإيقاف هذه الورطة التي واجهتنا |
| Yaşananlara rağmen şu an onunla oturup konuşmam bu olayın yüzümüzde patlamasını engellemek için tek umudumuz. | Open Subtitles | و بغض النظر عما حدث, فجلوسي معه الآن, هو الأمل الوحيد الذي لدينا لإيقاف هذه الورطة التي واجهتنا |
| elimizdeki tek umut kırıntısıdır. | Open Subtitles | هذا هو بصيص الأمل الوحيد الذي بقي أمامنا |
| Şu an için, Lex Luthor barış için en iyi, ya da tek, umut olarak gözüküyor. | Open Subtitles | الآن , يبدو أن ليكس لوثر . الافضل , أو الأمل الوحيد للسلام |
| Sen folyo şapkalı adamın tek umudusun. | Open Subtitles | أنت الأمل الوحيد للرجل ذات القبعة المعدينة |
| Dünyanın tek umudunun Vandal olduğunu düşünüyorsan en azından kadar delisindir. | Open Subtitles | إنك لمجنون بقدر صديقك (فاندال) إن حسبته الأمل الوحيد للعالم |
| Ama şu anda, Renee, bu tehlikeyi savuşturmak için tek şansımız. | Open Subtitles | لكن حالياً، (رينيه) هي الأمل الوحيد الذي لدينا لتحييد هذا التهديد |
| Şu anda tek umudunuz kendinizi... | Open Subtitles | الأمل الوحيد لكما الأن أن تغيروا من أنفسكم |