| Devlet Kurumları, özel kurumlar ve güvenlik firmaları bilgileri hızla paylaşmaya gönüllü olmalı. | TED | يجب علينا جعل الحكومات والمؤسسات الخاصة والشركات الأمنية على استعداد لمشاركة المعلومات بسرعة. |
| Paralar kamyonlarla... her saat başı sıkı güvenlik altında özel kasa dairesine götürüldü. | Open Subtitles | أخذت الإيرادات بعيداً إلى مكان خاص مرة كل ساعة تحت الحراسة الأمنية المشددة |
| Ve bugün dünya çapında bulut sağlayıcıları, bankalar ve devlet kuruluşlarında güvenliği geliştirmek için kullanılıyor. | TED | ويتم استعماله اليوم لتحسين الحالة الأمنية لدى مقدمي الخدمات السحابية، الأبناك، والوكالات الحكومية عبر العالم. |
| A.B.D gizli Servisi, iki ay önce, buradaki Bay Sam Jain'in İsviçre banka hesabını dondurdu. ve dondurulduğunda bu banka hesabında 14.9 milyon dolar vardı. Bay Jain bir kaçak; | TED | قامت الشرطة الأمنية الامريكية قبل شهرين بتجميد الحساب المصرفي السويسري للسيد سام جين الظاهر هنا وذلك الحساب كان يحتوي على 14.9 مليون دولار عندما تم تجميده السيد جين ذاته مختفي, |
| Bu şirketlerin pek çoğu uzun ömürlü yedek batarya sistemi olan yüksek güvenlikli ve şifrelenmiş sürücüler kullanır. | Open Subtitles | كثير من هذه الشركات تستخدم سواقات مشفرة عالية الأمنية مع انظمة بطارايات احتياطة طويلة المدى |
| Bence bu, şirketinizin güvenli verilerinin aşıldığını söylemek için kayda değer. | Open Subtitles | أظنّ أنّه من الإنصاف القول أن بيانات شركتك الأمنية تمّ اختراقها |
| Sorun ise, emniyet makamı son zamanlarda her şeye burnunu sokmaya başlamıştı. | Open Subtitles | المشكلة تكمن ، أن الوكالات الأمنية أصبحت مؤخراً فضوليّة. |
| Güvenliğin gelme süresi burada pek de iyi değil, ama kapana kısılmış durumdayım. | Open Subtitles | زمن الإستجابة الأمنية هنا ليس بتلك السرعة الكبيرة لكني مازلت محتجزا في الداخل |
| Ayrıca civardaki güvenlik kameralarını ve tanıkları soruşturun. Mutlaka gören olmuştur. | Open Subtitles | تفقد الكاميرات الأمنية في المحيط والشهود، فلابد من أن أحدهم رآه |
| Baylar ve bayanlar, dünyanın güvenlik teşkilatlarını birleştirme vakti geldi. | Open Subtitles | السيدات والسادة حان الوقت للأجهزة الأمنية في العالم لكي تتحد. |
| Bir de Jesse'ye yardım edeceğimi söylediğim şu güvenlik mevzusu var. | Open Subtitles | بالإضافة لدي مهمة للشركة الأمنية لقد أخبرت جايسي أنني سأقوم بها |
| Şu anda uyuyor, güvenlik kartını kaybettiğini de bu yüzden anlamamıştır. | Open Subtitles | وقد غلبّه النوم، لذلك غالباً لم يُلاحظ أنه فقد هويته الأمنية |
| Sisteme girmenin tek yolu, fiber optik kablolardan birine doğrudan bağlanmak ama en küçük bir kopukluk güvenliği alarma geçirir. | Open Subtitles | هو ربط أسلاك الألياف الضوئية. لكن هذا يعترض تغذية الانذارات الأمنية. |
| Bu civarda güvenliği iyice artırmışlar. | Open Subtitles | يا رجل , لقد كانوا حقاً يشددون الإجراءات الأمنية هنا |
| Üssün güvenliği tehlikede. Anahtarını hazırla. Bu bir emirdir. | Open Subtitles | ميجور انها القاعدة الأمنية لأجرائات الخطر أعد مفتاحك هذا أمر |
| Olcha'nın maskesi gizli servisler tarafından düşürüldü. | Open Subtitles | لقد تم القبض على أولكا من قبل الأجهزة الأمنية |
| Dün gece aynı tarifi yüksek güvenlikli bir depoya girmek için kullandın. | Open Subtitles | ليلة الأمس إستعملت نفس الوصفة لإقتحام مستودع عالي الأمنية |
| Birçok güvenli sistem kripto anahtarını doğru yere göndermek için anahtar değişimi için güvenli methoda dayanır. | TED | أغلب الأنظمة الأمنية يلجؤون لطريقة آمنة لتبادل المفتاح لإيصال مفتاح التشفير للمكان الصحيح. |
| Çatı katında emniyet tehlikesi doğuran bir sürü şey var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من المخاطر الأمنية الحقيقية في شقتنا |
| Bugün ise güvenlik olgusundan, içinde yaşadığımız güvenlik dünyasından, Güvenliğin sahip olduğu hakim güçten endişe duyuyorum. | TED | أنا قلقة جداً اليوم على هذه الفكرة، هذا العالم الذي يسوده نوع من القوة الأمنية |
| Böylesi bir dileğin son 15 yılda öğrenmiş olduğum çok acı bir gerçeği yansıttığına inanıyorum. | TED | أعتقد أن هذه الأمنية تعكس حقيقة مؤلمة تعلمتها خلال السنوات الخمسة عشر الأخيرة، |
| Security Concepts'den kimse ciddiye almıyor. | Open Subtitles | لا أحد بالمفاهيم الأمنية يأخذه على محمل الجد |
| Spor salonlarının yüksek güvenliğe niye ihtiyacı olsun ki? | Open Subtitles | ما سبب الكثافة الأمنية العالية في النوادي الصحية؟ |
| Annen, dünkü dileğini anlattı. O gerçekleşti, Max. | Open Subtitles | أمك أخبرتنى عن ما تمنيتة بالأمس لقد تحققت الأمنية يا ماكس |
| -Bu başımıza gelen en iyi şey olamaz. -Evet sen doğum günü dileğinin gücünü kötüye kullandın ve hepimize kötü şans getirdin. | Open Subtitles | هذا ليس أفضل شيء يحدث لنا على الاطلاق نعم، لقد إنتهكت قوّة عيد الميلاد الأمنية |
| Sunucular 33. katta, maksimum güvenlikle, tamamen kapalı ortamda tutuluyor. | Open Subtitles | الطابق 33 الأمنية القصوى .. غير مكشوفة بالكاملة |
| Güvenlikten dolayı özür dileriz, GPS kodlayıcısı ABD Ordusunun en sıkı korunan sırlarından biridir. | Open Subtitles | أعتذر بسبب كل هذه الأجراءات الأمنية و لكن جهاز تشفير الموقع هو أحد أكثر الأسرار أمنية بالجيش الأمريكى |
| Gel, mumları söndürmemde bana yardım et ve bir dilek tut. | Open Subtitles | تعال هنا .تستطيع أن تساعدني في النفخ على الشموع وتمني الأمنية. |