| Sanırım, Ulusal Güvenlik ve CIA boğazlarına kadar işin içine battılar ha? | Open Subtitles | أنا أفترض الأمن القومى و الاستخبارات الأمريكيه متعمقان فى هذا الأمر,أليس كذلك؟ |
| Ulusal Güvenlik ve CIA, böyle ortalığı karıştıran fırsatlar için bekliyor. | Open Subtitles | الأمن القومى و الاستخبارات قد انتظروا فرص مثل هذه لتحريك الاناء |
| Bu bir Ulusal Güvenlik sorunu adamım. Yarın sabah hepinizi sürdüreceğim. | Open Subtitles | أنت تعبث مع الأمن القومى ستفصل صباح الغد |
| Herkesin ihtiyacı olan en son şey başka bir istihbarat skandalı ve NSA böyle bir tehdit için hazırlıklıdır. | Open Subtitles | أخر شئ قد يرغب به أحد هو فضيحه تسريب معلومات أخرى و الأمن القومى جاهز لهذا النوع من التهديدات |
| Ama NSA ona ödemeyi yapıp, parayı takip etmeyi denediğinde... | Open Subtitles | ولكن عندما حاول الأمن القومى الدفع له وتعقب مال الابتزاز |
| İç Güvenlik Bakanlığı'na gidebilir, en azından anlatmaya çalışabilirim. | Open Subtitles | استطيع الذهاب الى وزارة الأمن القومى, على الأقل احاول ان اخبرهم سوف يشكّون فيك قبل اى احد آخر |
| Milli Güvenlik Teşkilatı'nı görüntüleme uydularından resimlere bakmamıza izin vermesi için ikna ettik. | Open Subtitles | اقنعنا وكالة الأمن القومى بأعطانا نظرة على الصور من احد اقمارهم الصناعية التصورية |
| Bizi SSR'a geri götürecekler sadece ama, değil mi? | Open Subtitles | ولكنهم سوف يعودون بنا إلى (الأمن القومى) |
| Bu ülkenin tek kaygısının Ulusal Güvenlik olmadığını ne zaman anlayacaksın? | Open Subtitles | الأمن القومى ليس الشئ الوحيد الذى يتزايد فى هذه البلد. |
| Demek istediğim, kürsüden inmene sebep olan Ulusal Güvenlik meselesini açıklayabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | الخلاصة هى أننى أعتقد أنه يمكننا تفسير مشكلة الأمن القومى التى اخرجتك من على المنصة |
| Demek istediğim, kürsüden inmene sebep olan Ulusal Güvenlik meselesini açıklayabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | الخلاصة هى أننى أعتقد أنه يمكننا تفسير مشكلة الأمن القومى التى اخرجتك من على المنصة |
| Herkes bütün bu Ulusal Güvenlik mazeretinin sadece bir kaçamak olduğunu sandı. | Open Subtitles | الجميع افترضوا أن عذر الأمن القومى كان مجرد غطاءاً |
| Ulusal Güvenlik Ajansı da buna katılıyor. Bunun çok zor olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | و العاملين فى وكالة الأمن القومى متفقين معها فى ذلك |
| Pacifica Radyo, daha sonra, bu telefon çağrısının doğrudan Ulusal Güvenlik Danışmanı, Condoleeza Rice tarafından yapıldığını ortaya çıkarır. | Open Subtitles | لاحقا تكشف اذاعة باسيفيكا أَن هذه المكالمة جاءت مباشرة من مستشارة الأمن القومى كوندوليزا رايس |
| NSA o telefonla yapılan tüm konuşmaları izledi ve... terkedilmiş bir Sovyet Karargahına ulaştı. | Open Subtitles | حصل كلارك لنا على رقمها وكالة الأمن القومى جمعت لنا كل السجلات الخاصة بالكالمات لهذا الرقم وتتبعته |
| NSA uyduyu tekrar konumlandırabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | وكالة الأمن القومى يقولون أنه قد يمكنهم إعادة مركزة القمر الصناعى |
| Az önce NSA kayıtlarına baktım. | Open Subtitles | لقد تفقّدت للتو كل سجلات وكالة الأمن القومى |
| NSA'in yeniden konumlandırabileceğimiz bir uydusu var. | Open Subtitles | وكالة الأمن القومى لديهم قمر صناعى قد نتمكن من إعادة مركزته |
| İç Güvenlik Bakanlığı'nı zaten, bu alıkoyma tesislerini boşaltmaya başlamaları hususunda yönlendirdim. | Open Subtitles | لقد أمرت الأمن القومى بالفعل بالبدأ فى تفكيك هذه المنشآت |
| İç Güvenlik, güvenlik girişimi sınırlayan bir emir gönderdi çünkü Orta Doğu doğumluyum. | Open Subtitles | الأمن القومى ارسلوا أمراً للحد من إذن دخولى الأمنى لأننى ولدت فى الشرق الأوسط |
| Milli Güvenlik Teşkilatı Bristow'u mu araştırıyor? | Open Subtitles | وكالة الأمن القومى تتحرى عن بريستو ؟ |
| Ben SSR'dan Ajan Carter. | Open Subtitles | العميلة (كارتر)، (الأمن القومى) |
| FAA'in Ülke Güvenlik ve sınır devriyesiyle işbirliği içinde çalışmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تنسّق الـ"إف ايه ايه" مع الأمن القومى وحرس الحدود |