Eğer anneler de savaşa gitseydi, savunacak kimse de kalmayacaktı. | Open Subtitles | إذا الأمهات ذهبوا إلى الحرب، لن يبقى هُناك أحد للدفاع. |
Psikologlar, eşcinselliğin sebebini benlik-alt benlik çatışması ya da... baskın annenin etkisi olarak. gösteriyorlar ama bunlar saçmalık bence. | Open Subtitles | حسناً، أعرف بأن أطباء النفس يعتقدون بأن الشذوذ الجنسي ينجم عن الصراع بين الهوية والذات أو بعض الأمهات المسيطرات |
Kusman ve evlenmemiş annelerle ilgili ani endişenden dolayı şüphelendi. Ben nasıl anlamadım? | Open Subtitles | شك في الأمر , بين التقيؤ و القلق المفاجئ حيال الأمهات الغير متزوجات |
annelerin hepsi Çin'de yaşarken büyük zorluklar yaşamışlar ve çocuklarına Amerika'da daha iyi fırsatlar verebilmek için usanmadan çalışmışlar. | TED | جميع الأمهات مررن بتجارب صعبة أثناء عيشهن في الصين، وقد عملن بلا كلل لمنح أطفالهن فرصاً أفضل في أمريكا، |
annesi ile işi yok, artık onun kadını benim. | Open Subtitles | الانتهاء ومع الأمهات. أنا له امرأة الآن. |
Bu anne ve bebekler en iyi bilimi hak ediyor. | TED | هؤلاء الأمهات والأطفال يستحقون منا قدرًا أكبر من المعرفة بشؤونهم. |
Sen hayatımda gördüğüm en harika annesin. | Open Subtitles | أنت أكثر الأمهات روعة اللاتي شاهدتهم في حياتي |
anneler ya savaşır, ya da çoğu zaman olduğu gibi vazgeçer. | Open Subtitles | الأمهات يجب أن يقاتلن, او كما في أغلب الأحيان, ببساطة يرحلن |
Orada yalnızca eski mahkûmlar ve devlet yardımı alan anneler çalışır. | Open Subtitles | يعمل المحكومون السابقون و الأمهات الفقيرات في ذاك المصنع يا رجل |
- Evet. - İşte bazen anneler de hata yapar. | Open Subtitles | ـ نعم ـ نعم ، حسنا احيانا الأمهات يخطئن ايضا |
Bir ara, MR makinesinin içindeki çocuğunu bekleyen bir annenin yanındaydı. | TED | لقد كان مع إحدى الأمهات اللاتي ينتظرن طفلهن ليخرج من التصوير المغنطيسي. |
( Gülüşmeler) Sadece acı verici olmakla kalmaz, pekçok bebeğin ve annenin ölümüne neden olur. Bu beyni yapması da çok pahalıdır. | TED | ضحك ولكنها ليست فقط مؤلمة .. بل تقتل الكثير من الأطفال وتقتل الكثير من الأمهات إنها مكلفة جدا في عملية إنتاجها |
anneleri idare etmek benim işimdir. annelerle çok iyi anlaşırım. | Open Subtitles | التعامل مع الأمهات هو أمري المفضل أنا رائعة مع الأمهات |
Noel civarı annelerle çalışmıştık. | TED | لذا لعبنا دور الأمهات حوالي موسم عيد الميلاد. |
annelerin pek azı çalışırdı, hepsinin de kocalarıyla sorunları vardı. | Open Subtitles | بعض الأمهات عملوا وجميعهم واجهوا مشاكل مع الأشخاص الذين تزوجوهم |
Ve bu yüzden bugün sadece gıdayı iletmeye odaklanacağız, ama annelerin yeterince zenginleştirilmiş gıda aldığına ve emzirme konusunda onları eğittiğimizden emin olduğumuza. | TED | وإذاً نحن اليوم نركز ليس على توزيع الطعام وحسب، بل أن نتأكد أن لدى الأمهات الغذاء المعزز بالعناصر، ومن يثقفهم حول الرضاعة الطبيعية. |
Ariel'in babası yok, iki tane annesi var. | Open Subtitles | ارييل لا يوجد لديه أب لديها اثنتين من الأمهات. |
Size söz, sadece bez perilerinden bahseden bir anne olmayacağım. | Open Subtitles | أعدكن ألا أكون إحدى الأمهات التي تحدث عن جني الحفاضات |
...sen nasıl bir annesin. Bunun üzerine konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أي نوع من الأمهات كنتِ أيمكننا الحديث بشأن هذا؟ |
Tanrı her yere yetişemez, anneleri de bunun için yarattı zaten. | Open Subtitles | لا يمكن لله التواجد في كل مكان لذلك قام بخلق الأمهات |
Annem de, diğer anneler gibi savaşçıydı. | TED | وكانت والدتي، مقاتلة فحسب مثلما تكون الأمهات. |
yeni doğan bebeklerinin ölümü. Ben bir anneyim. Bundan daha güçlü ve daha acı verici bir şey düşünemiyorum. Bu Myanmar'dan bir kişi. | TED | الأسبوع الماضي، أنا وفريقي قضينا وقت في زيارة الأمهات اللاتي قمن بتجربة نفس الشيء: موت رضيع. |
Elbet bir annen, baban kız kardeşin ya da erkek kardeşin vardır. | Open Subtitles | هل شجرة عائلتك أيضاً كذلك الأمهات ، الآباء ، الإخوة و الأخوات |
Seksi annelere veli toplantısına uygun kıyafetlerle gelmesini zorunlu kıldıran bir dilekçe. | Open Subtitles | إنها عريضة تجبر الأمهات المثيرات ليلبسوا ملابس لائقة في الاجتماعات الشكر لله |
Bu tip kızların annelik programını almasını tercih ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نفضل بأن يخضعن هؤلاء الفتيات لبرنامج الأمهات القادمات في كليرفيو |
Şiman futbolcu annelerine aerobik öğrettiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أظن أنك تدربين الأمهات البدينات على الرياضة. |
Çocukları annelerinin haykırışları arasında kollarından söküp aldılar sonra da anneleri dövdüler. | Open Subtitles | انتزعوا الأطفال من بين أحضان أمهاتهم المفجوعات ثم أبرحوا الأمهات ضربًا |