"الأمهات" - Translation from Arabic to Turkish

    • anneler
        
    • annenin
        
    • annelerle
        
    • annelerin
        
    • annesi
        
    • anne
        
    • annesin
        
    • anneleri
        
    • Annem
        
    • anneyim
        
    • annen
        
    • annelere
        
    • annelik
        
    • annelerine
        
    • annelerinin
        
    Eğer anneler de savaşa gitseydi, savunacak kimse de kalmayacaktı. Open Subtitles إذا الأمهات ذهبوا إلى الحرب، لن يبقى هُناك أحد للدفاع.
    Psikologlar, eşcinselliğin sebebini benlik-alt benlik çatışması ya da... baskın annenin etkisi olarak. gösteriyorlar ama bunlar saçmalık bence. Open Subtitles حسناً، أعرف بأن أطباء النفس يعتقدون بأن الشذوذ الجنسي ينجم عن الصراع بين الهوية والذات أو بعض الأمهات المسيطرات
    Kusman ve evlenmemiş annelerle ilgili ani endişenden dolayı şüphelendi. Ben nasıl anlamadım? Open Subtitles شك في الأمر , بين التقيؤ و القلق المفاجئ حيال الأمهات الغير متزوجات
    annelerin hepsi Çin'de yaşarken büyük zorluklar yaşamışlar ve çocuklarına Amerika'da daha iyi fırsatlar verebilmek için usanmadan çalışmışlar. TED جميع الأمهات مررن بتجارب صعبة أثناء عيشهن في الصين، وقد عملن بلا كلل لمنح أطفالهن فرصاً أفضل في أمريكا،
    annesi ile işi yok, artık onun kadını benim. Open Subtitles الانتهاء ومع الأمهات. أنا له امرأة الآن.
    Bu anne ve bebekler en iyi bilimi hak ediyor. TED هؤلاء الأمهات والأطفال يستحقون منا قدرًا أكبر من المعرفة بشؤونهم.
    Sen hayatımda gördüğüm en harika annesin. Open Subtitles أنت أكثر الأمهات روعة اللاتي شاهدتهم في حياتي
    anneler ya savaşır, ya da çoğu zaman olduğu gibi vazgeçer. Open Subtitles الأمهات يجب أن يقاتلن, او كما في أغلب الأحيان, ببساطة يرحلن
    Orada yalnızca eski mahkûmlar ve devlet yardımı alan anneler çalışır. Open Subtitles يعمل المحكومون السابقون و الأمهات الفقيرات في ذاك المصنع يا رجل
    - Evet. - İşte bazen anneler de hata yapar. Open Subtitles ـ نعم ـ نعم ، حسنا احيانا الأمهات يخطئن ايضا
    Bir ara, MR makinesinin içindeki çocuğunu bekleyen bir annenin yanındaydı. TED لقد كان مع إحدى الأمهات اللاتي ينتظرن طفلهن ليخرج من التصوير المغنطيسي.
    ( Gülüşmeler) Sadece acı verici olmakla kalmaz, pekçok bebeğin ve annenin ölümüne neden olur. Bu beyni yapması da çok pahalıdır. TED ضحك ولكنها ليست فقط مؤلمة .. بل تقتل الكثير من الأطفال وتقتل الكثير من الأمهات إنها مكلفة جدا في عملية إنتاجها
    anneleri idare etmek benim işimdir. annelerle çok iyi anlaşırım. Open Subtitles التعامل مع الأمهات هو أمري المفضل أنا رائعة مع الأمهات
    Noel civarı annelerle çalışmıştık. TED لذا لعبنا دور الأمهات حوالي موسم عيد الميلاد.
    annelerin pek azı çalışırdı, hepsinin de kocalarıyla sorunları vardı. Open Subtitles بعض الأمهات عملوا وجميعهم واجهوا مشاكل مع الأشخاص الذين تزوجوهم
    Ve bu yüzden bugün sadece gıdayı iletmeye odaklanacağız, ama annelerin yeterince zenginleştirilmiş gıda aldığına ve emzirme konusunda onları eğittiğimizden emin olduğumuza. TED وإذاً نحن اليوم نركز ليس على توزيع الطعام وحسب، بل أن نتأكد أن لدى الأمهات الغذاء المعزز بالعناصر، ومن يثقفهم حول الرضاعة الطبيعية.
    Ariel'in babası yok, iki tane annesi var. Open Subtitles ارييل لا يوجد لديه أب لديها اثنتين من الأمهات.
    Size söz, sadece bez perilerinden bahseden bir anne olmayacağım. Open Subtitles أعدكن ألا أكون إحدى الأمهات التي تحدث عن جني الحفاضات
    ...sen nasıl bir annesin. Bunun üzerine konuşabilir miyiz? Open Subtitles أي نوع من الأمهات كنتِ أيمكننا الحديث بشأن هذا؟
    Tanrı her yere yetişemez, anneleri de bunun için yarattı zaten. Open Subtitles لا يمكن لله التواجد في كل مكان لذلك قام بخلق الأمهات
    Annem de, diğer anneler gibi savaşçıydı. TED وكانت والدتي، مقاتلة فحسب مثلما تكون الأمهات.
    yeni doğan bebeklerinin ölümü. Ben bir anneyim. Bundan daha güçlü ve daha acı verici bir şey düşünemiyorum. Bu Myanmar'dan bir kişi. TED الأسبوع الماضي، أنا وفريقي قضينا وقت في زيارة الأمهات اللاتي قمن بتجربة نفس الشيء: موت رضيع.
    Elbet bir annen, baban kız kardeşin ya da erkek kardeşin vardır. Open Subtitles هل شجرة عائلتك أيضاً كذلك الأمهات ، الآباء ، الإخوة و الأخوات
    Seksi annelere veli toplantısına uygun kıyafetlerle gelmesini zorunlu kıldıran bir dilekçe. Open Subtitles إنها عريضة تجبر الأمهات المثيرات ليلبسوا ملابس لائقة في الاجتماعات الشكر لله
    Bu tip kızların annelik programını almasını tercih ediyoruz. Open Subtitles نحن نفضل بأن يخضعن هؤلاء الفتيات لبرنامج الأمهات القادمات في كليرفيو
    Şiman futbolcu annelerine aerobik öğrettiğinizi sanıyordum. Open Subtitles كنت أظن أنك تدربين الأمهات البدينات على الرياضة.
    Çocukları annelerinin haykırışları arasında kollarından söküp aldılar sonra da anneleri dövdüler. Open Subtitles انتزعوا الأطفال من بين أحضان أمهاتهم المفجوعات ثم أبرحوا الأمهات ضربًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more