Bazen bazı kurallara karşı gelip işleri yoluna koymak gerekir. | Open Subtitles | في بعض الأوقات أنت تكسر بعض القواعد لتضع الأمور في نصابها الصحيح |
Belki de geri gidip işleri yoluna koymalısın. | Open Subtitles | ربما يجب عليك العودة ووضع الأمور في نصابها الصحيح. |
Hiç bir şey bir yumruk kadar işleri yoluna koymaz, değil mi? | Open Subtitles | لا شيء يضع الأمور في نصابها الصحيح تماما مثل لكمة ، أليس كذلك؟ |
İlişkimizi düzeltmek için çabalamalıyız. Ona biraz rahat verin. | Open Subtitles | ينبغي أن نسعى لوضع الأمور في نصابها الصحيح بيننا. |
Aramızdaki şeyleri düzeltmek için. | Open Subtitles | في محاولة لجعل الأمور في نصابها الصحيح بيننا. |
İşleri yoluna koymak için yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | عليك ان تفعل كل ما عليك فعله لجعل الأمور في نصابها الصحيح |
İşleri yoluna sokması için ona bir şans verdim. | Open Subtitles | منحتُها فرصة لجعل الأمور في نصابها الصحيح |
Bilmeni istedim ki C.E.O. olmak için bu kadar çok mücadele vermemin sebebi işleri yoluna koymak içindi. | Open Subtitles | أردتكي أن تعرفي أن السبب الذي جعلني أحارب بقوة لأصبح الرئيس التنفيذي كان لوضع الأمور في نصابها الصحيح |
Belki de, Yaradan sonunda işleri yoluna koyuyordur. | Open Subtitles | لعل وسوف أخيرا جعل الأمور في نصابها الصحيح. |
Onunla işleri yoluna koymalısın. | Open Subtitles | يجب أن تجعل الأمور في نصابها الصحيح معها |
İşleri yoluna koyana kadar ikiniz benimle kalabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكما البقاء معي حتى تصبح الأمور في نصابها الصحيح |
Yani işleri yoluna koymak için. | Open Subtitles | أنت تعلم ؟ وضع الأمور في نصابها الصحيح. |
İşleri yoluna koymak istediğini söyledi. | Open Subtitles | يريد أن يجعل الأمور في نصابها الصحيح |
Sorun şu ki son ziyaretinizden sonra, işleri yoluna koymak konusunda kaygılıydım ve kayıtları bilgisayarımdaki tutanaklarla karşılaştırmak için eve götürdüm. | Open Subtitles | بعد زيارتك الأخير كنت مهتم أن تبقى الأمور في نصابها الصحيح لذا أخذتها للمنزل للتأكد من سجلاتي المدونة التي أحتفظ بها في كمبيوتري الشخصي في المنزل |
Gabriel buraya işleri yoluna sokmaya geldim. | Open Subtitles | غبريل... جئتُ هنا لجعل الأمور في نصابها الصحيح |
Bir gün işleri yoluna koyma cesaretini kendinde diye, orijinal belgeleri saklayan kim dersiniz? | Open Subtitles | الذي حدث للحفاظ على كامل مجموعة من الوثائق الأصلية على أمل أن يوم واحد ، وقال انه قد تجد الشجاعة لوضع الأمور في نصابها الصحيح . |
Sadece onunla aramı düzeltmek istiyorum. Bizim için. | Open Subtitles | أريد فقط جعل الأمور في نصابها الصحيح بيني وبينه |
Sadece işleri düzeltmek istiyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | أريد فقط أن أجعل الأمور في نصابها الصحيح, هذا ما أريده |
- Kendini ona affettiremezsin ama onunla aranı düzeltmek için ne gerekirse yapabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، لا يمكنك جعل لها يغفر لكم، ولكن يمكنك أن تفعل ما في وسعها لجعل الأمور في نصابها الصحيح معها. |
Aranızı düzeltmek, tekrar iyi olmak istiyor. | Open Subtitles | انه يريد ان يعوضك، إنه يريد أن يجعل الأمور في نصابها الصحيح |
İşleri düzeltmek için yeterince kurşun yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يكفي من الرصاص لجعل الأمور في نصابها الصحيح. |