Normalde ayrışma sırasında havaya salınması gereken gazlar, katı çikolatanın içinde sıkışmış ve Yumuşak dokuyu, kokulu bir sıvıya dönüştürmüş. | Open Subtitles | الغازات التي عادة ما يتم إطلاقها في الهواء خلال التحلل حوصرت في الشوكولاتة الصلبة حوّل الأنسجة اللينة إلى سوائل فاسدة |
Yumuşak dokuyu kaldırınca bunu fark ettim. | Open Subtitles | بعد إزالة جميع الأنسجة اللينة , لاحظتُ هذا |
Yumuşak dokuyu taklit ettik. | Open Subtitles | ليحاكي الأنسجة اللينة |
Evet, ve bazen sporcuların yumuşak doku travmalarının ağrısını dindirmekte kullanıIır. | Open Subtitles | نعم، وأيضا تستخدم في بعض الأحيان لعلاج إصابات الأنسجة اللينة في الألعاب الرياضية، |
Görülmeye değer yumuşak doku var mı diye. | Open Subtitles | -شكراً سآخذ الجثة، وأعرف لو كانت هناك أيّ نوع من الأنسجة اللينة تستحق النظر إليها |
yumuşak doku bozukluğu var. | Open Subtitles | هنا مشاركة كبيرة بين الأنسجة اللينة |
yumuşak doku. Kalçasında. | Open Subtitles | الأنسجة اللينة , وركها |