Bilmem, belki buranın bir önemi vardır ya da bir yerin yakınındadır. | Open Subtitles | ريما هذا المكان يحمل نوعاً ما من الأهميه أ, انه قريب من شئ ما |
Şu andan itibaren, İngiliz kanunlarına göre, hayati bir önemi var. | Open Subtitles | حاليا فإنه من الأهميه الضروريه ... تحت القانون البريطانى يجب أن يكون |
Benim ne düşündüğümün hiç önemi yok. | Open Subtitles | رأيي عديم الأهميه. |
Yeni banka binası inşaatı çok önemli bir proje ve bütün yetkiler de sizde, Bay Wynand. | Open Subtitles | المبنى الجديد للبنك الأمنى هو بمثابة تعهد شديد الأهميه وأنت تقبض على الأهتمام المسيطر، سيد ويناند |
Binbaşı, seni çok önemli bir görev için seçtim. | Open Subtitles | أيتها العريفه, لقد اخترتك لمهمه غايه فى الأهميه |
Bunun bir önemi yok. | Open Subtitles | انها ليست بهذه الأهميه |
Çünkü onun bakanlığı, savaş için çok önemli bir konumdaydı. | Open Subtitles | لأن وزارته كانت شديدة الأهميه لسير الحرب |
Konuşmalıyız. önemli bir konu. | Open Subtitles | علينا أن نتكلم معك على الفور إنهغايةفي الأهميه. |
- Evet. Bu kadar önemli bir olayda bu yeniyetmenin sözüne güveneceksin yani? | Open Subtitles | أنت ستثق بكلام بهذه الأهميه مــن طِفــل؟ |