Hiçbir şey yok. Yalnızca göz alabildiğine uzanan opal madenleri. | Open Subtitles | لاشيء غير المجهول وحجري الكريم الأوبال بعيد بعد ما ترى النظر |
Burası büyük maden şirketleri için iyi bir yer değil çünkü opal çok küçük kaynaklarda bulunur. | Open Subtitles | ليس هناك مجال لشركات التعدين الكبيرة بسبب ندرة الشقوق الموجود فيها الأوبال |
Aslında burası gibi birkaç yerde opal, o denizin çok daha net kanıtlarını saklamıştır. | Open Subtitles | لكن حقيقة ، هنا بالأسفل ، في عدة أماكن الأوبال المحفوظ ليس دليلا واضحا لوجود البحر هنا |
Kıymetli kiraz opal taşının izlerini buldum. | Open Subtitles | اكتشفت كميات ضئيلة من حجر الأوبال الكرزي |
Ateş kırmızısı opal... | Open Subtitles | -حَجَرُ كَرَيْمِ يُطْلِقْ نَارُ حَمْرَاءُ. "الأوبال. |
Korkarım opal Denizi beklemek zorunda, Bir Numara. | Open Subtitles | أخشى أن بحر "الأوبال" سيتعيّن عليه الانتظار، يا رقم واحد. |
Avustralya'da opal bulunmasının sebebi Gondvana'nın yok oluşu sırasında gerçekleşen olaylardır. | Open Subtitles | في أستراليا ، الأوبال موجود بسبب ما حدث خلال (زوال (جوندوانا |
opal Avusturya yüzüğü. | Open Subtitles | خاتم مصنوع من حجر الأوبال الاوسترالي |
O bir opal taşlı serçe parmak yüzüğü. | Open Subtitles | إنّه حجر الأوبال من خاتم خنصر. |
opal, zümrüt, safir. | Open Subtitles | الأوبال و الزمرد و الياقوت |
opal olağanüstüdür. | Open Subtitles | الأوبال غريب حقا |
Walter, gümüş, opal bir madalyon için eBay'e ve diğer siteler için bir etiket hazırlamış. | Open Subtitles | وضع (والتر) العلامات على سلسلة من الفضة وتحمل حجر الأوبال على موقع (إيباي) و مواقع إعادة بيع اخرى |