Bunun pek çok sebebi olabileceği gibi en olası olanı herkesi öldürmüş olmanız. | Open Subtitles | بالطبع , قد يكون هذا يعود إلى اي أسباب لكن الأوضح هو بأنكم قتلتوا كل شخص على متنها |
Hatırladığım en net şey, boş koridorda beşinci sınıfların dışında duruyorum, Vicky'nin tuvaletten çıkmasını bekliyorum, elimde kağıt kalem var, kendi kendime bir anket yapmışım, şampuan tercihlerini soruyorum, Sanki Fen Bilgisi dersi için bir çalışma yapıyorum. | TED | في الأوضح ذكرياتي أقف في رواق فارغ خارج صفوف الدرجة الخامسة وأنا أنتظر فيكي التي تخرج من الحمام ومعي حافظة وقلم والاستقصاء الذي قمت بإجرائه وأنا أسأل عن تفضيلات شامبو كما أجري دراسة للمشروع العلمي أو شيء ما. |
Buna bariz çözüm bölünmeleri en aza indirgemektir. | TED | الحل الأوضح هو تقليل المقاطعات. |
Bu, Brody'nin bulabildiğimiz en net resmi. | Open Subtitles | أوه , uh، هذا الصورة الأوضح بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نَجِدَ برودي. |
Tamam, peki. Bunlar en kesin olanlardı. | Open Subtitles | حسنا , هذان السببان كانا هما الأوضح |
en net olan baş parmak izi. | Open Subtitles | الإبهام هو الأوضح |
Ruby'nin ölümünü hâlâ Basil Blake'in üzerine yikmak istediklerinden bence bulacaklari en kolay çözüm, ölümüne kalp krizi süsü vermek olacak. | Open Subtitles | ولأنهما تريدان أن تقع لائمة قتل "روبي" على "بازل بلايك"... الحل الأوضح يبدو لي أن تبدو كأزمة قلبية |
Ve bu arkadaşlığımıza dair en net an. | Open Subtitles | وهذه... اللحظة الأوضح في صداقتنا |
Siz en belirgin adaysınız. | Open Subtitles | أنت الوريث الأوضح |
- Bence en belirgin varis... | Open Subtitles | -أعتقد أن المستفيد الأوضح ... ... |