"الأوقات الصعبة" - Translation from Arabic to Turkish

• Zor zamanlar
• zor zamanlarda
• Zor zamanlarında
• zor zamanları
• zor günlerimiz
• sıkıntılı zamanlarda
• zor şartlarda
• zor zamanlarımda

20 bin. Bu içinde bulunduğumuz şu Zor zamanlar için, bir aile indirimi.
مبلغ 20000 , و هذا حسم عائلي بهذه الأوقات الصعبة

O kadar Zor zamanlar yaşıyoruz ki aklıma şu şarkı geliyor:
في مثل تلك الأوقات الصعبة .يمكنأن أقول. أتذكر تلك الأغنية الأشياء ليست كما يجب أن تكون

zor zamanlarda, kadınların görkeme her zamankinden çok ihtiyacı var.
في الأوقات الصعبة, السيدات تحتاج الرونق أكثر من ذي قبل.

Şu anda, zor zamanlarda yolumuzun üstündeki engelleri biliyoruz.
فإننا نعرف العقبات التي هي في طريقنا الآن في الأوقات الصعبة

Veya Zor zamanlarında onların yanında olamamak mı?
او عدم وجوده بجانبهم. خلال الأوقات الصعبة.

Ve o dönem zor zamanları atlatmak için ihtiyacımız olan tek şeyin bir milyon dolar olduğunu düşünmüştüm.
وأعتقد أن الشيء الوحيد الذي كنّا نحتاجه في ذلك الوقت كان قرضا بمليون دولار يسمح لنا بتجاوز تلك الأوقات الصعبة.

Seninle zor günlerimiz oldu... ama birbirimize destek oluruz, tamam mı?
كان عندنا بعض الأوقات الصعبة أنت و أنا لكننا اجتمعنا على هذا ، حسناً؟

Onlara böyle sıkıntılı zamanlarda daha dirençli olabilmeleri için güven vermeliyim.
سأمنحهم التماسك حسب إستطاعتي لعل و عسى يستطيعون به تجاوز هذه الأوقات الصعبة

Zor zamanlar geçiriyor ama çocuklarını çok seven biri.
مر ببعض الأوقات الصعبة و لكن مهلا ، انه يحب اولاده

Tabii. Yıllar boyunca Zor zamanlar geçirdim.
واجهتني بعض الأوقات الصعبة في السنوات الماضية

Belki Zor zamanlar geçirirken ışığı görmene yardımcı olabilir.
فكرتُ أنه ربما في الأوقات الصعبة يمكن أن يساعدكِ على رؤية النور

22 yaşımda yıldız olana kadar bende çok Zor zamanlar geçirdim.
لقد مررت بلكثير من الأوقات الصعبة قبل ان أصبح نجمة في سن 22

İtaatsizlik ve çaresizlik bizi çok Zor zamanlar yaşattı.
العراك والأسكات بقوة جعلنا نمر ببعض الأوقات الصعبة , لتكون متاكدا

O iyi bir kız ve biraz Zor zamanlar geçiriyor.
إنها فتاة جيدة, وقد مرت ببعض الأوقات الصعبة

zor zamanlarda, karamsarlık kendini doğrulayan, kendi kendine olan bir idam"
لكن في الأوقات الصعبة ، فإن التشاؤم يصبح عبارة عن جرعة موت محقَّقٍ قائمة بذاتها.

Ve insanların benim uçuk biri olduğumu düşündüğü bazı zor zamanlarda hep benim yanımda oldu.
و قد قامت بمساعدتي بالعديد من الأوقات الصعبة عندما صنفني الجميع على أني هَش

Böyle zor zamanlarda bize yoldaşlık yaptığın için sana şükrediyoruz.
نشكرك على هديّة الصداقة في الأوقات الصعبة مثل هذه

Siz de sevdiklerinizden ayrılmayın, zor zamanlarda bile.
ابق بجانب من تحب ، حتى في الأوقات الصعبة.

İnsanlar hep benim mixlerimin zor zamanlarda rahatlattığını söyler.
الناس يقولون أن أسطواناتي مصدر عظيم للراحة في الأوقات الصعبة

Ama öyle olsaydı bile, o Zor zamanlarında seni kim teselli ederdi?
ولكن إن كان ذلك ، فمن يواسيكِ في الأوقات الصعبة ؟

zor zamanları atlatmamızı sağlayan savunma mekanizmasıysa, bu kötü mü?
إن كانت آلية الدفاع تجعلنا نجتاز الأوقات الصعبة فكم قد تكون سيئه؟

sıkıntılı zamanlarda daha da yakın. Bunlar gerçek arkadaşlık için gerçek sınav.
ومقرّبان في الأوقات الصعبة هذا اختبار الصداقة الفعلي

Tıpkı baban gibisin. Çok zor şartlarda da olsa hep ayakta kalıyorsun.
انت مثل والدك دائمآ تقفي على قدميك في الأوقات الصعبة

Kardeşlerim zor zamanlarımda hep yanımda oldular.
إخوتي وقفوا معـي خلال بعض الأوقات الصعبة.