"الأولوية" - Translation from Arabic to Turkish

    • önceliğimiz
        
    • önceliği
        
    • ilk
        
    • öncelik
        
    • önceliğim
        
    • Önce
        
    • önce gelir
        
    • önceliğe
        
    • önceliğin
        
    • Önceliğiniz
        
    • sırada
        
    • önemli
        
    • öncelikli
        
    • ön planda
        
    • İnsanı öne
        
    Şu anki önceliğimiz senin ve grubun geri kalanının güvenliğini sağlamak. Open Subtitles أن الأولوية في الوقت الراهن للتأكد أنت وبقية المجموعة تظلُ آمنين
    Selmak'ın kurtarılması asıl önceliğimiz. Open Subtitles استعادة سيلماك من الواضح أنها على درجة عالية من الأولوية.
    Ve şehirler arası ağların tümü tek bir amaç taşır, insanlığın 21. yy'daki bir numaralı önceliği: sürdürülebilir şehirleşme. TED وجميع هذه الشبكات التي بين المدن مكرسة لغرض واحد، الأولوية رقم واحد للبشرية في القرن ال21: هي التحضر المستدام.
    Bütün birimler, Torchwood' un önceliği var, tekrar ediyorum, Torchwood öncelikli. Open Subtitles إلى جميع الوحدات ، امنحوا تورشوود .. الأولوية القصوى ، أكرر
    Güçlerimiz tehlike altında. İlkyardım ekibi, ilk öncelik. Hadi kıpırdayın. Open Subtitles القوات الجوية تدبرت أمر الإمدادات الطبية من الأولوية القصوى، لنتحرك
    Sosyal kalkınmaya öncelik vermeli ve çözümleri dünya çapına yaymalıyız. TED علينا إعطاء الأولوية للنمو الاجتماعي، ووضع حلول حقيقية حول العالم.
    Konseyin de, benim de ilk önceliğim sana yardımcı olmak. Open Subtitles الأولوية الأولى لي أنا والمجلس هي مساعدتكِ.
    Fernand'ın radyosu Önce gelir, çünkü kirayı o ödüyor. Open Subtitles إذاعة فرنان لله الأولوية وبما أنه يدفع الإيجار.
    İlk önceliğimiz o gemi hakkında ne bildiğini bulmak. Open Subtitles الأولوية الآن لاكتشاف كل ما يعرفه عن هذه المركبة الفضائية
    Daha Önce söylediğim gibi önceliğimiz halkın güvenliğidir. Open Subtitles لقد قلت من قبل أن سلامة الجماهير لها الأولوية
    Bu ilk önceliğimiz olmalı. Open Subtitles حتى لو استدعى الأمر طلب المساعدة من أي عميل إن هذا العمل له الأولوية
    O hâlde ilk önceliğimiz cinayet mahallini bulmak. Open Subtitles إلقاء جثة إذاً الأولوية لنا هي البحث عن مسرح الجريمة
    - ...biliyor olabilir. - O zaman Ajan DiNozzo'nun ilk önceliği... Open Subtitles ولكنها قد تعرف من كان إذًا فإن الأولوية القصوى للعميل دينوزو
    önceliği her zaman işim alıyor ve erkekler bunu istemiyor. Open Subtitles عملي دائماً يأخذ الأولوية والرجال لا يحبذون هذا، لكني أفضل
    Ama asıl mesele, bu önceliği başka önceliklere göre nasıl tartarsınız? TED لكن الاختبار الحقيقي هوكيف سنوازن بين هذه الأولوية وباقي الأولويات؟
    İlk yapmamız gereken, TV ekibini atlatıp, çekimi sabote etmekti. Open Subtitles كانت الأولوية التخلص من طاقم التصوير و تخريب أشرطة الفيديو
    Esir alımı için, 3,000 mıntıkasına ilerleyin. öncelik yok. Gelecek bağlantı 9:30'da. Open Subtitles امضي الى القطاع 3000 لنقل السجين، الأولوية خارج الأتصال القادم في 930
    Hayatında hiç önceliğim yok, hep yedekteyim ve bundan sıkıldım artık. Open Subtitles لم تكن لي أبداً الأولوية في حياتك أنا مجرد خطتك الإحتياطية وقد مللت هذا
    Çünkü o iş Önce bana teklif Edilmişti ama ben reddetmiştim Open Subtitles لأن الأولوية كانت لي بتسلم عملك لكني فشلت بذلك
    Ve tek başına bu iddia ile söz konusu Goa'uld önceliğe sahiptir. Open Subtitles وبتلك الحجّة لوحدها الجوؤولد لدية الأولوية
    Bu haftaki önceliğin Brett'i görmek olduğunu sanıyordum. Open Subtitles كنت .. أظن ان رؤية بريت هذا الأسبوع هي الأولوية
    Satış ekibine "Birinci Önceliğiniz Timberwolf' diyor. Open Subtitles يأمر أدارة المبيعات بأن تكون الأولوية للـ التيمبر وولف
    Suçla ilgili yasaların Başkanın ajandasında 1.sırada yer aldığını söylersin. Open Subtitles بِدأً من اليوم، مشروع القانون هو الأولوية الأولى بجدول أعمال الرئيس.
    Ama bu araçların hiçbirisi size tüm fotoğrafların ve iyi niyet dileklerinin arasından yüksek öncelikli, önemli bilgilerden yararlanmanıza yardımcı olmaz. TED ولكن أيا من هذه الأدوات، لا تسمح لك بتقدير قيمة المعلومات ذات الأولوية العالية وسط كل هذه الصور والرغبات أيضا.
    öncelikli işimiz, televizyon ekibinden kurtulmak ve görüntüleri yok etmekti. Open Subtitles كانت الأولوية التخلص من طاقم التصوير و تخريب أشرطة الفيديو
    Bunu yapmak için, insanı ön planda tutmamız gerekiyor. TED ولفعل ذلك، يجب علينا أن نمنح الأولوية للناس.
    Bunu yapmak için, beş stratejik zorunluluğa odaklanmamız gerekiyor ve bunların bir ortak noktaları var: İnsanı öne koymak. TED وللقيام بهذا يجب علينا التركيز على خمس ضرورات استراتيجية وكلها تتضمن شيء واحد مشترك منح الأولوية للناس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more