"الأول أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Birincisi
        
    Birincisi, hiçbir hükümetin onların ürünlerinden daha az yenmesini istemediğinden emin olmak. Open Subtitles الأول : أن الحكومة لا تقل أبداً لا تأكلوا من هذه المنتجات
    Birincisi, akıllı ve şüpheci olmak. TED الشيء الأول أن يكون الشخص متشككًا بذكاء.
    Birincisi, bilgiyi paylaşırsın ve bunu yaparken de çok değer verdiğini iddia ettiğin prensipleri müdafaa edersin. Open Subtitles الأول أن تشارك بالمعلومات وتساند المبادئ ذاتها والتى تدعى بتطبيقها والثانى هو
    Birincisi; hastaneye dava açarım. Open Subtitles الخيار الأول .. أن أقاضي هذه المستشفى .. مقابل ،لا أدري ..
    Birincisi, kendimi başkan yardımcılığı için aday yapmaktı. Open Subtitles الأول أن أجعل من نفسي مرشحاً مثالياً لنائب الرئيس
    Birincisi, oteli satar, tüm gelirini yerel barınma evlerine bırakır, ve Porland'ı temelli terk edersin. Open Subtitles الأول أن تبيعي الفندق وريعه لملاجيء المشردين الذين بلا مأوى وأن تغادري بورتلاند للأبد
    Birincisi incinebilirliğin bir zayıflık olmadığı. TED الأول أن الإنكشاف أمام الناس ليس ضعفا.
    Birincisi grupta barışı sağlamak. TED الأول أن يوطد السلام في الجماعة.
    Birincisi: kendi gözünüzde çok güçlü gözüküyorsunuz. TED الأول: أن تبدو قوياً بنظر نفسك.
    Birincisi, benim için özgürlüğümden daha değerli bir şey olmadığı. Open Subtitles الافتراض الأول أن لا شيء أثمن من حريتي.
    Birincisi, benim için özgürlüğümden daha değerli bir şey olmadığı. Open Subtitles الافتراض الأول أن لا شيء أثمن من حريتي.
    Birincisi Gabriel Windall Hotel'e gitti bilerek ve tasarlayarak o adamları soğukkanlılıkla öldürdü. Open Subtitles الأول أن "جابرييل" ذهب للفندق واعٍ ومتعمد، -وقتل هؤلاء الرجال بدم بارد
    Birincisi, Wall Street'te onlardan biri olmak. Open Subtitles ." الخيار الأول, أن تصبح مثلهم وتعمل في " وول ستريت
    Birincisi, Blackwell'e anlatırız. Open Subtitles الأول أن نخبر الدكتور بلاكويل
    Birincisi, bunu Philip'in anomalisiyle birleştiririz. Küçük olan büyüğü istikrarsız hale getirir, büyük kapanır ve plan işe yarar. Open Subtitles الأول أن ندمجها بهالة (فيليب)، وهذا يجعل الهالة الكبيرة غير مستقرة، فتغلق، من ثم تنجح الخطة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more