Yeryüzündeki en büyük sağlık sorunlarından birini ele alıyor, 5 yaşından küçük çocukların bir numaralı ölüm nedenini, | TED | حيث أنه يعالج احدى أهم القضايا الصحية في العالم, والسبب الأول في حالات الوفاه لدى الأطفال دون سن الخامسة, |
Diğer tarafta gıda ve beslenme bu ülkedeki önlenebilir ölüm ve hastalıkların açık ara bir numaralı sebebi. | TED | من ناحيةٍ أخرى، النظام الغذائي والعناصر المغذية هي السبب الأول في تجنب الوفاة والأمراض في هذه البلاد حتى الآن. |
Bu göçmen öğrenci ailesinde ilk defa ATM kullanan kişi. | TED | هذا الطالب المهاجر هو الأول في عائلته الذي استخدم الصرافة. |
O kız 8 yaşındaydı ve 3. sınıfın ilk günü Çirkin dediler ona. | TED | كان عمرها ثمان سنوات، يومنا الأول في الصف الثالث عندما وصفوها بأنها بشعة. |
Söylemek zorundayım, Avustralya'daki ilk günüm için aklımda tam olarak böyle bir şey yoktu. | TED | أعترف أنها لم تكن كما تخيلت بعد يومي الأول في الجنوب |
Henüz acemi bir öğrenciyken birinci katta bir dolabım vardı. | Open Subtitles | كان لدي خزانة في الطابق الأول في العام الأول الجامعي |
Ancak bu, bu tür özel uçuş kazalarında her zaman bir numaralı etken olmuştur ve hâlâ öyledir. | Open Subtitles | لكن يظل هذا دائماً في واقع الأمر العنصر المسبب الأول في حوادث الطائرات الخاصة من هذا النوع |
Stüdyo beni 1939-1940 yılları arasında box-office'deki bir numaralı çocuk yıldız olduğum için gönderdi. | Open Subtitles | بصفتي نجم سابق منذ كنت طفلاً ..وكنت الأول في تصنيف شباك التذاكر منذ عام 1939 حتى نهاية 1940 |
Sports Illustrated tarafından Teksas'ın bir numaralı futbol takımı olarak gösterildiniz. | Open Subtitles | سبورت إليستريتد أتعلمين مجلة اعتبرت فريق الثانوية الأول في تكساس |
Bu, 100 yıl içinde, araba teknolojisinde görülen ilk büyük değişim. | TED | هذا هو التغيير الجذري الأول في تكنولوجيا السيارات منذ 100 عام. |
Gelip toruna okuldaki ilk gününde iyi şanslar dilemek istedim. | Open Subtitles | جئت لأتمنى الحظ السعيد لحفيدتي في يومها الأول في المدرسة |
Evet, şu an değilim, ...ama Carl benim için Dubai'de ilk işimi ayarladı. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، ليس بعد، لكن كارل حَصلَ لي على عملي الأول في دبي. |
Mısır'daki ilk kazımın öncesinde, hocam ünlü Mısır Bilimcisi Profesör William Kelley Simpson, beni odasına çağırdı. | TED | لذا مباشرة قبل الحفر الأول في مصر، معلمي، عالم المصريات الشهير جدًا البروفسور وليام كيلي سمبسون، دعاني إلى مكتبه. |
Aileye, Kanada'daki ilk yıllarında destek olabilmek için yeterli miktarda para biriktirmeniz gerekiyor ve ardından uçağa binip şehrinize geliyorlar. | TED | عليك أن تجمع ما يكفي من المال لدعم الأسرة لعامهم الأول في كندا وبعدها يستقلون حرفياً طائرة إلى مدينتك |
Wilkinson'daki ilk günümde dayanıklı ve güçlü olmadığımı anlamıştım. | Open Subtitles | عرفت من يومي الأول في ويلكنسن بأنني كنت لا خشن ولا قوي |
birinci kısmı orada, çantamın içinde ikinci kısmı ise az sonra getireceğim. | Open Subtitles | الجزء الأول في حقيبتي هناك والجزء الثاني انا سوف اخرج بعد لحظات |
Ailemin 1948'deki ilk televizyonu benim hemen ustalaştığım 3 düğmeye sahipti: bir açma-kapama anahtarı, bir ses tuşu, bir de kanal seçimi tuşu. | TED | تلفاز عائلتي الأول في سنة 1948 كان مزودا بثلاثة أزرار والتي أتقنت استخدامها بسرعة: زر الفتح والإغلاق وجهارة الصوت ومقبض اختيار القنوات. |
Reklamlarda bir numara olmasını istiyorum, ve oynamasını. | Open Subtitles | أريده أن يكون في المركز الأول في المفاوضات، وأريده أن يلعب |
Sana göre Rita'nın babası, dünyanın önde gelen hidrolik uzmanı. | Open Subtitles | طبقا لك، الأب ريتا خبير العالم الأول في علم الهايدروليكا |
İsmi Johannes Oberman ve Johannes benimle birlikte Şikago'da ilk günden bu yana benim kadar uzun saatler, benim kadar uykusuz kalarak çalıştı. | TED | اسمه جوانس أوبرمن عمل معي من اليوم الأول في شيكاغو، لساعات طويلة وبدون نوم مثلي تماما. |
Şu an yapamayız. Öncelikle kalp yetmezliği bu ülkedeki hastaneye yatış sebeplerinin en başında geliyor, taburculuğu takiben yeniden yatış sebeplerinin de. | TED | حسنا، اننا لا نستطيع. أولا وقبل كل شىء، تمثل النوبات القلبية، السبب الأول في دخول المستشفى والعودة اليه مجددا في هذا البلد. |
- Okul birincisi olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل يعلمون بأنّك كنت الأول في صفّك في مدرسة الحقوق في هارفرد ؟ |
Söyle bakalım, "Kılıç ve Haç"taki ilk haftan nasıldı? | Open Subtitles | إذًا، أخبريني كيف هو أسبوعك الأول في المدرسة؟ |
Sezonun ilk yarısı için ilk atıcı o değildi kendini geliştirmeye devam ediyor. | Open Subtitles | لم يكن الأول في نصف الموسم الأول لذا فسيستمر مستواه يتصاعد |
Tek şansımız 24 saat içinde ilk bulaşan hastayı bulmak. | Open Subtitles | فرصتنا الوحيدة هي إيجاد المريض الأول في خلال 24 ساعة. |