| Eğer ilk ve son teklifim, kabul ediyorsan başını salla. | Open Subtitles | قل نعم لو أنك ما زلت تريد عرضي الأول والأخير |
| Tamam o zaman, ilk ve son ay artı depozito için 3.500 dolarlık bir çeke ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً إذاً ، احتاج إلى شيك بأجر الشهر الأول والأخير بالإضافة إلى قيمة الوديعة ، وهذا 3,500 دولار |
| Ciddi olduğumu göstermek için bu, bu geceki ilk ve son içkim olacak. | Open Subtitles | ولأظهر لك أنني جادة ، هذا شرابي الأول والأخير لهذه الليلة |
| Şimdi aynı okulun birincisi ve sonuncusu arasında geçecek olan ikinci kısma geçiyoruz. | Open Subtitles | ثم ونحن الآن في بداية الجولة الثانية بين الفائز بالمركز الأول والأخير من نفس المدرسة! |
| İlk ve son ayın ücretini, aylığı 49 dolardan, peşin alacağım. | Open Subtitles | سأحصل مردود الشهر الأول والأخير مقدماً, مقابل 49دولار شهري |
| İlk ve son defa o zaman gördüm onu. | Open Subtitles | هذ هو الوقت الأول والأخير الذى رأيتها فيه |
| Orada yaptığınız her şeyi ilk ve son soruları bu bize karşı nasıl kullanabilir olan bir oda dolusu adama açıklamak zorundayım. | Open Subtitles | كل ما تقومين بفعله هنا علي توضيحه لغرفة ممتلئة بالمسئولين سؤالهم الأول والأخير |
| Yani ilk ve son hatamızı yaptığımız konusunda anlaşalım. | Open Subtitles | لذلك دعونا نتفق جميعا على أننا قد ارتكبنا خطأنا الأول والأخير |
| İlk ve son. Sen de benim biriciğimsin. | Open Subtitles | الأول, والأخير, وانتِ حبي الوحيد |
| Depozitle ilk ve son ayın kirası peşin. | Open Subtitles | يجب أن تدفعي إيجار الشهر الأول والأخير. |
| Bu, onun hikayesinin ilk ve son bölümleri. | Open Subtitles | هذا هو الفصل الأول والأخير لقصتها |
| Bu ilk ve son uyarıız. | Open Subtitles | هذا هو تحذيرنا الأول والأخير |
| Bu bizim ilk ve son buluşmamızdı. | Open Subtitles | هذا هو موعدنا الأول والأخير |
| L'Évenement'in yorumu olan, "Sanatçının babası" onun ilk ve en son başarılı sunulmasıdır. | Open Subtitles | ابو الفن لقراءة الحدث الأول والأخير التقديم الناجح |
| birincisi ve sonuncusu. | Open Subtitles | الأول والأخير |