Evet. Çünkü sonunda bir çift gerçek geyik hanım bulduk. | Open Subtitles | نعم، نعم , لاننا أخيراً وجدنا إثنان من الأيل الحقيقية |
Ben de doğal geyik kokumu biraz çam ve çamurla zenginleştiriyorum. | Open Subtitles | وأزيد من مسك الأيل الطبيعى مع أبر الصنوبر و الطين النهري |
Ve farklı bir geyik isterseniz, ak kuyruklu geyik değil, bir katır geyiği, veya bir sığın geyiği, yerleşimi değiştiriyorsunuz, ve bir sığın yapabiliyorsunuz. | TED | و إذا أردت أن يكون الغزال بشكل مختلف، ليس بغزال ذا ذيل أبيض قم بتغيير الحزمة، وبهذا يمكنك صنع شكل الأيل |
Duvara asabilirsiniz. Kendimin vurmadığı bir geyiği neden asayım ki? | Open Subtitles | لماذا سأعلق رأس حيوان الأيل الذي لم أقتله بنفسي ؟ |
Ben bir geyiğin derisini on dakikadan az bir sürede yüzebilirim. | Open Subtitles | إذا كان بإمكاني سلخ بغل الأيل في أقل من عشر دقائق |
Geyikler konusunda çok başarılısın. Bu harika. - Süper. | Open Subtitles | أنتى فعلتى أشياء مدهشة جدا مع الأيل ذلك عظيم |
"Do", bir külah dondurma | Open Subtitles | "دو" ظبية، أنثى الأيل |
Tıpkı bir geyik gibi. Korktuklarında ormanın derinlerine kaçarlar. | Open Subtitles | مثل ذلك الأيل الذي يشعر بالخوف .ويركض في أعماق الغابة |
Kanayan kalbimi kırıyorsun, geyik. | Open Subtitles | أنت تَكْسرُ قلبي الدامي أيها ، الأيّل ـ الأيل : |
geyik için üzüldüğünü biliyorum. Ama senin hatan değil. | Open Subtitles | أعرف بأنك تشعر بالذنب حول الأيل لكنه ليس خطأك |
Ah, insanlık! Ne şişkin, geyik gibi! | Open Subtitles | أوه، يا للإنسانية إنه منتفخ جدا مثل الأيل |
Dağdaki bütün bu amatörler yüzünden artık geyik bulamıyoruz. | Open Subtitles | نحن لم نمسك أي من الأيل لأنهم يختبئون جميعاً في الجبال |
Merak ediyordum da, geyik ile ren geyiği arasındaki fark nedir acaba? | Open Subtitles | أنا كُنت فقط أَتسائل، ماهو الإختلاف بين الأيل والوعل؟ |
Kendini gece yarısı bir geyik ve yavrusunun arasında bulmadığına pişman olacaksın. | Open Subtitles | سوف تندم عندما تجد نفسك بين حيوان الأيل وصغاره |
Evinizdeki geyik idrarı da, mermilerin üstünde kalanlarla aynı. | Open Subtitles | تطابق التي وجدناها في الضحايا. و مخزونك من بول الأيل يطابق الموجود على بقايا الرخويات. |
Ama geyik derisinin harika bir kavrayışı vardır. | Open Subtitles | ولكن في الواقع جلد الأيل لديه ميزه كبيره |
Artık hiçbir bina yenilikçi olmak için çok küçük değil demek. Bu küçük Ren geyiği pavilyonu gibi. Gözetlemesi için yapılmış hayvanlar kadar kaslı ve güçlü. | TED | هذا يعني أنه لا بناية قط أصغر من أن يبدع فيها، كجناح الأيل الصغير هذا فهو قوي ووتري كتلك الحيوانات التي صمم لمراقبتها. |
İyi bir avcıysan geyiği niye ıskaladın? | Open Subtitles | لماذا أخطأت الأيل إن كنت صيادا ماهرا فعلا؟ |
Oluşan bozulma geyiğin yaklaşık 48 saat önce öldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | التحلل يظهر أن هذا الأيل قتل منذ حوالي 48 ساعة |
Bu ormandaki Geyikler koruma altında o yüzden onları burada parçalamak gerekiyor. | Open Subtitles | الأيل في هذه الغابات محميّة لذا ينبغي ذبحها مباشرة |
- Bir külah dondurma | Open Subtitles | - " -ظبية، أنثى الأيل |
Niçin iki aptal geyikle konuşuyorum ki? | Open Subtitles | لماذا أتكلم من الأصل مع زوج من الأيل الأغبياء ؟ |
Hey, Kenai! Hani geyikleri korkutacaktın? | Open Subtitles | كيناي ، إعتقد أنه من المفترض بأنك كنت تخيف الأيل |
Şu geyiğin tatlılığına bak Dostum. New Jersey'deki yarrak kafalı geyiklere hiç benzemiyor. | Open Subtitles | أنظر كم هو جميل هذا الأيل يا صاح ليس مثل أولئك الأيلة الأوغاد في نيوجيرسي |