Çok azını öğrendik, ama ne tür yaratıcı şeyler başarabileceğimizi görmek için onları zaten bozmaya çalışıyorduk. | TED | بالكاد تعلمنا إحداها، ولكننا كنا نحاول بالفعل كسرها لنرى ما الأشياء الإبداعية التي بإمكاننا تحقيقها. |
Ben daha çok bu tür yaratıcı uygulamalarla ilgiliyim. | TED | أنا أكثر اهتماما بهذا النوع من التطبيقات الإبداعية التي يمكننا القيام بها معه. |
Ama internet bunu öyle bir hale getirdi ki herhangi birimiz ya da yaptığımız herhangi yaratıcı bir şey dünya kültürümüzün bir bölümünde tam anlamıyla ünlü olabilir. | TED | لكن الآن فيديو الويب قد جعل من الممكن أن أي واحد منا أو أيا من الأمور الإبداعية التي نقوم بها يمكن أن تصبح مشهورة للغاية كجزء من ثقافة عالمنا. |
Demek istediğim, yaratıcı mesleklerin nesi bu kadar korkunç ki, diğer kariyerleri kimse dert etmiyor da, bu mesleklere gelince karşımızdakinin ruh sağlığı için endişe ediyoruz? | TED | كما تعلمون، الشئ الخاص حول المشاريع الإبداعية التي تبدو أنها تجعلنا متوترين حول الصحة العقلية لبعضنا البعض بالطريقة التي لا تفعلها المهن الأخرى، تعلمون؟ |
Bu konudan bahsediyorduk, hayatının uzun bir bölümü boyunca, Tom, aynen bu tarif ettiğimiz, bu kontrolsüz yaratıcı dürtüleri kontrol etmeye, yönetmeye, elinde tutmaya gayret eden ızdırap içindeki çağdaş günümüz sanatçısı modeline uygun olarak yaşamış. | TED | وكنا نتحدث حول هذا، وتعلمون، كان توم في معظم حياته مثالاً يجسد الفنان العصري المعذب ، يحاول السيطرة وترتيب والتحكم في هذه الإشارات الإبداعية التي لا يمكن السيطرة عليها الداخلية تماماً. |
yaratıcı bir yönetmen sorumludur yaratıcı kararların | Open Subtitles | "مدير إبداعي مسؤولة عن القرارات الإبداعية التي تتخذونها" |