| New Jersey'e gideceksen, yanlış yöne gidiyorsun. | Open Subtitles | نيو جيرسي إذا كنت ذاهبا إلى نيو جيرسي فأنت تسير في الإتجاه الخطأ |
| Aynı zamanda, yola adım atarken yanlış yöne baktığı için. | Open Subtitles | بل بسبب أنّه نظر في الإتجاه الخطأ حينما أراد عبور الشارع |
| İnsanların yanlış yöne bakmasını sağlamak. | Open Subtitles | هوا أن تجعل الناس ينظرون في الإتجاه الخطأ |
| Bu işaretler yanlış yönü gösteriyorlar. | Open Subtitles | أقول أن هذه الإشارات تشير ناحية الإتجاه الخطأ |
| - Eğer yanlış yönü seçersek... | Open Subtitles | -إن إخترنا الإتجاه الخطأ ... |
| Oh... şimdi yolu biliyorum... hayır, yanlış yoldasın. | Open Subtitles | كلاّ. أعرف الطريق، لذا أتركني لوحدي. كلاّ، لقد سلكت الإتجاه الخطأ. |
| Feci şekilde yanlış yoldasın. | Open Subtitles | أنت تماديت للغاية نحو الإتجاه الخطأ |
| yanlış yöne gidiyorsun. | Open Subtitles | أنظر إلى الشمس أنت تتبع الإتجاه الخطأ |
| Sanırım bu kez yanlış yöne saptım. | Open Subtitles | أعتقد أنى إتخذت الإتجاه الخطأ# |
| Sanırım bu kez yanlış yöne saptım. | Open Subtitles | أعتقد أنى إتخذت الإتجاه الخطأ# |
| - Mulder, kamerayı yanlış yöne tutmuşsun. | Open Subtitles | (مولدر)، كنت تصوب العدسة في الإتجاه الخطأ |
| yanlış yöne çevirdim. | Open Subtitles | الإتجاه الخطأ |