Onunla konuşmalısın. Biliyorsun, iş hayatın ve sosyal hayatın var. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث اليها بأن هناك جانبك العملى وحياتك الإجتماعيه |
sosyal statü ve daha önemlisi yaşın, hiçbir öneminin olmadığı kardeşlikten. | Open Subtitles | حيث الحاله الإجتماعيه والأكثر أهميَّةً، العُمر، .لَيْسَ لهُ صلة مطلقاً نعم؟ |
Sanırım yaşımız kaç olursa olsun, hepimiz bazı sosyal beceriler kullanmalıyız, çünkü istesek de istemesek de bu dünyada hepimiz birbirimize bağlıyız. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمر هو لا يهم بأي عمرٍ نحن بإمكاننا جميعاً إستخدام بعضٌ من مهاراتنا الإجتماعيه لأن إن أعجبكَ الأمر أو لا |
Evet, bana sosyal hizmet görevlisinin alıştırma yaptırdığı oyuncağı anımsattı. | Open Subtitles | أجل، لقد ذكّرتني بدُميه.. أجبرتني مُرافقتي الإجتماعيه على التمرّن معها. |
10 yıldır sosyal çevremi onlar oluşturuyor. | Open Subtitles | هؤلاء الناس كانوا دائرة حياتي الإجتماعيه لعشر سنوات |
Bir dakika, sosyal etkinlik takvimim eksik. | Open Subtitles | لحظه واحده. تقويمى للمناسبات الإجتماعيه مفقود. |
sosyal hizmetler çalışanı falan mısınız? | Open Subtitles | هل انتِ موظفة الخدمات الإجتماعيه او شئ من هذا القبيل؟ |
Buraya gelen sosyal hizmetler görevlisi etik sınırları aştığımdan bahsetti. | Open Subtitles | . . هذه السيده العامله لصالح الخدمات الإجتماعيه لقد استجوبتي من اجل تعديّ على حدودي المهنيه |
Kızlarla tanışmak çok güzeldi. sosyal Venn Şemamı daha fazla halkayla bir hayli genişletti. | Open Subtitles | من الجيد رؤيتكم يا فتيات وتنميه مهاراتى الإجتماعيه |
Birkaç gün önce geldim yani hiçbir sosyal hayatım yok. | Open Subtitles | ما لم يؤثر هذا على حياتك الإجتماعيه جئت منذ عدة أيام و ليست لي حياه إجتماعيه حالياً |
Bir noktadan sonra, sosyal grup sosyal bir deneye dönüştü-- | Open Subtitles | حسناً، في وقتٍ ما المجموعه الإجتماعيه أصبحت تجربة إجتماعيه |
Merak etmeyin. sosyal hizmetler de bizimle olacak. | Open Subtitles | لا تقلقي ، نفعل هذا كل يوم الخدمة الإجتماعيه ستكون موجوده |
Lütfen git ve sosyal hizmetini başka bir yerde yap. | Open Subtitles | ارجوك اذهبي و قدمي خدماتك الإجتماعيه لغيري |
On yıl sonra seni sevmeyi, takdir etmeyi uzaktan para sağlamayı öğrenebildik. Arkadaşların ve sosyal medya aracılığıyla. | Open Subtitles | تعلمنا بعد عقد كيف نحبك و نعجب بك و نمولك عن بعد بإستخدام أصدقائك و الشبكات الإجتماعيه |
Ama, Bay Porter, Bir baba olarak yeterliliğinizi değerlendirmek için bir sosyal görevli atıyorum. | Open Subtitles | ولكن السيد بورتر سأقوم بتعيين مراقبه من الخدمه الإجتماعيه لتقييم كفائتك كأب |
Tony Hughes. sosyal görevliyim. Oh. | Open Subtitles | توني هيوز أنا عامل في الخدمه الإجتماعيه للدوله واو شكلاً جيد وقلب جيد |
Jack'in davasındaki sosyal görevli oradaymış. | Open Subtitles | يقول بأن ذلك العامل في الخدمه الإجتماعيه لقضية جاك هناك |
Peki, 7 yıl sosyal serviste çalışmak bana öğretti ki devletin çarkları bir kere dürtmeden dönmüyor, ya da iki kere. | Open Subtitles | حسناً سبع سنوات من الخدمه الإجتماعيه علمتني بأن عجلة الحكومه لا تلتف بدون دفع أو عباره سوف نتصل |
Tam sosyal hizmetleri aramak üzereydim ki bana ayakta kalmak için yaptığı engellemelerden olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | كنت على وشك الإتصال بالخدمه الإجتماعيه فأخبرتنى أنها من بسبب التزحلق المستمر على المضمار |
sosyal medya kullanmıyormuş. Cep telefonu bile yokmuş. | Open Subtitles | لم تستخدم مواقع التواصل الإجتماعيه لم يكن لديها هاتف حتى |