yolsuzluk hakkında herhangi bir şey soracak olursanız inkâr ederim. | Open Subtitles | لو سألتيني أي شيء آخر حول موضوع الإختلاس سوف أنكر الأمر |
Olabilir ama buna yolsuzluk denir. | Open Subtitles | ربما يكون هذا ولكن هذا النوع من المعاملات يسمى الإختلاس |
Ama sonra bir kaç sahtekârlık suçu işlemişsin, yolsuzluk yapmışsın. | Open Subtitles | لكنّك بعد ذلك أدِنت بعدّة تُهم بالإحتيال و الإختلاس |
Hayır, zimmete para geçirme için ona kravat asla. | Open Subtitles | لا, لم يتمكنوا أبداً بربطه بتهم الإختلاس الحاصلة |
Kumar borçları, zimmete para geçirme ve tahvil dolandırıcılığı... | Open Subtitles | قروض القمار وَ الإختلاس وَ إحتيال الأسهم.. |
Çünkü bana Zimmetine para geçirmek gibi geldi. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه يبدو كنوع من الإختلاس |
Zimmetine para geçirmek güzel bir tanımlama değil, Bay Bradley. | Open Subtitles | الإختلاس كلمة سيئة يا سيد (برادلي) |
Geç kaldığım için sevineceksiniz, çünkü zimmete geçirme davamızı çözdüm. | Open Subtitles | ستكون سعيدأً إني قد إخذتُ الوقت الذي أحتاجه لأني حللتُ قضية إحتيال الإختلاس |
Dolandırıcılık, yolsuzluk, evrakta sahtecilik ve büyük bir hırsızlıktan içerde yatmış. | Open Subtitles | الإختلاس والتزوير والسرقة الكبرى. |
Yani yolsuzluk ya da dolandırıcılık yüzünden değil teröristlerin gizli bir teknolojiye el koymak için seni öldürmeye çalıştıklarını düşündüğün için kaçtın. | Open Subtitles | إذن، قصّتك أنّك لمْ تفر من البلاد بسبب الإختلاس أو التزوير، فررت لأنّك ظننت أنّ الإرهابيين كانوا يُحاولون قتلك لأجل تقنية تسلل خفيّة. |
İki dönemdir meclis üyeliği yapan Paul Wagner belediye ödeneğinde yolsuzluk yaptığı için bu akşam tutuklandı. | Open Subtitles | رجل المجلس (بول واجنر) اٌلقي القبض عليه الليلة بتهمة الإختلاس من ميزانية البلدة |
- zimmete para geçirme. Dolandırıcılık. | Open Subtitles | الإختلاس والإحتيال |
zimmete para geçirme. | Open Subtitles | الإختلاس. |
zimmete para geçirme. | Open Subtitles | بسبب الإختلاس |
Zimmetine para geçirmek güzel bir tanımlama değil, Bay Bradley. Hayır... | Open Subtitles | الإختلاس كلمة سيئة يا سيد (برادلي) |