Ebeveyn olarak öğrendiğim en zor derslerden birisi bazen sadece rahat olmak gerek. | Open Subtitles | أتعلم من أصعب الدروس التي تعلمتها كوالدة في بعض الأحيان عليك فقط الإسترخاء |
Bütün gece burada çalıştıktan sonra biraz rahatlamaya ihtiyacın oluyordur. | Open Subtitles | إذاً من الواضح انك تريد الإسترخاء بعد العمل هنا طوال الليل |
Biraz Sakin olup keyfine baksan ölmezsin ya. | Open Subtitles | لن يقتلك الإسترخاء والحصول على بعض المرح |
Demin dedim ya, sadece rahatlamak istiyorum. | Open Subtitles | إن هذا كاف .. عزيزي. كما أخبرتك من قبل أريد فقط الإسترخاء. |
Görünüşe göre büyük bir stres ve gerginlik altındasın o da kendini bir kaç şekilde gösterebilir ama bunlar Rahatlamana ve gece uyumana yardımcı olacak. | Open Subtitles | من الواضح أنك تحت الكثير مِنْ الإجهاد والقلق في بعض الأحيان يمكن أن يُعبر عن ذاته بمجموعة متنوعة من الطرق ولكن هذه ستساعدك على الإسترخاء |
Ama o tuzağa düşmedi ve biraz rahatlama yanlışlığı yaptı. | Open Subtitles | لكن، الآنسة لَم تقع في الفخ ولكن بعد ذلك بدأت بارتكاب خطأ، عند الإسترخاء قليلاً |
Bir Rahatla. Masaj falan yaptır kendine. | Open Subtitles | تحتاج إلى الإسترخاء ، فلتذهب وتخضع لجلسات للسيطرة على الضغط |
Çünkü bahçemde rahat hareket edemiyor olurum. | Open Subtitles | لأنه لن أكون قادراً على الإسترخاء في الساحة الخلفية |
Temiz olmadıkça kendi evimde bile rahat edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أبداً الإسترخاء بالمنزل ما لم يكن نظيفاً |
Güvende ve rahat hissettiği bir yere getirmek istedim. | Open Subtitles | أردتُ إحضاره إلى مكان يشعر فيه بالأمان , و الإسترخاء |
rahatlamaya çalış. Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | حاولي الإسترخاء سيكون كل شيء على ما يرام |
Bak, bence sadece biraz rahatlamaya ihtiyacın var. | Open Subtitles | أسمعي ، أعتقد أنكِ بحاجة إلى الإسترخاء قليلاً فحسب |
Bence yapabileceğin en iyi şey, Sakin olup ona bir içki içirmeye çalışmak. | Open Subtitles | أفضل ما يمكنكِ فعله هو الإسترخاء وأن تحاولين تقديم الشراب له |
Hastalarımıza buraya gelirken yanlarında Sakin kalmalarını sağlayacak bir arkadaşlarını getirmelerini öneriyoruz. | Open Subtitles | انتي تعلمين نحن نوصي المرضى ان يجلبوا صديق معهم إلى العلاج كي يساعدوهم على الإسترخاء |
Sadece rahatlamak ve medeniyet ve kaosun arasındaki ince mavi çizginin bir parçası olduğumu unutmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد الإسترخاء فحسب ، ونسيان الزيّ الأزرق ذلك الواقف بين التحضّر والفوضى |
Hayır, rahatlamak için müzik dinliyordum. | Open Subtitles | لا ، لقد كنت أستمع للموسيقى لتساعدني على الإسترخاء |
İşte Rahatlamana yardımcı olacak bir şey. | Open Subtitles | إليكِ شيء يساعدكِ على الإسترخاء |
Aslına bakarsan rahatlama üzerine eşi benzeri olmayan bir yeteneğim var. | Open Subtitles | حسناً، لدي دوماً تلك القدرة الخارقة على الإسترخاء |
Biraz... Rahatla. | Open Subtitles | هل يُمكنك الإسترخاء ... الإسترخاء وحسب ؟ |
Keşke benim babam da biraz rahatlayıp sıradan olmanın tadını çıkarabilse. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن والدى يمكنه الإسترخاء هكذا والإستمتاع بكونه من العامة |
Derin bir nefes al. Anahtar nokta, gevşemek. | Open Subtitles | خذ نفساً عميقاً الإسترخاء هو المفتاح |
Savaş alanları, mezarlıklar ve son dinlenme mekanları istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد زيارة ميادين المعارك و المقابر و الإسترخاء |
Senin işin de arkana yaslanıp rahatına bakmak. | Open Subtitles | و وظيفتك هى الجلوس و الإسترخاء |
Biraz karaoke, gevşemene yardımcı olabilirdi. | Open Subtitles | أوتعلم، بعض الكاريوكي سيساعدك على الإسترخاء |
Rahatlamama yardımcı oluyorlar. Ve iyi şans için. | Open Subtitles | إنّها تساعدني على الإسترخاء ولجلب الحظ |
Böyle bir şey olmayacak. O yüzden rahatlayabilirsin. | Open Subtitles | لن يحصل هذا لذا يمكنكِ الإسترخاء بكل بساطة |
Uzun bir yolculuk insanı çok rahatlatır. | Open Subtitles | لا شيئ يبعث على الإسترخاء أكثر من رحلة على الطريق. |