Bu size tüketim odaklı bir hayat tarzını hatırlatmıyor mu, para kazanmak için çok çalıştığınız ve bu parayı kullanmaktan zevk alacağınızı umduğunuz ürünlere harcadığınız bir hayat tarzını? | TED | تنفق مالك على السلع الإستهلاكية التي تتمنى أن تستمتع بإستعمالها ؟ لكن بعد ذلك يذهب المال ، تعمل بجهد كبير لكسب المزيد ، إنفاق المزيد ، و الحفاظ على |
Bu konuda başarılı olabilirsek eğer, bu et gibi diğer tüketim biyo-ürünlerimizi yüzeye daha da yaklaştırıyor. | TED | إن كان بإمكاننا النجاح هنا فإن المنتجات الحيوية الإستهلاكية الإسهلاكية الأخرى مثل اللحم سيزيد الإقبال عليها. |
Konut ve tüketim malları üretimine daha fazla kaynak ayırdı. | Open Subtitles | سخّر موارد أكثر لخطوط إنتاج المواد الإستهلاكية والمنزلية |
Gerçekten de bizim tüketici toplumumuz büyük oranda cazibe sermayesine dayanmaktadır. | TED | بالطبع، مجتمعاتنا الإستهلاكية مبنية بشكل واسع على رأس مال الإغواء |
tüketici Ürünleri Güvenlik Komisyonu'na herhangi bir bisiklet kaskını onaylama yetkisi verildi. Bu da kullandıkları test. | TED | أعطيت لجنة سلامة المنتجات الإستهلاكية الإختصاص للموافقة على بيع أي خوذة دراجة، وهذا هو الاختبار الذي يجرونه. |
Bu ekonomik çökmeden önceki son 15 yıl. Burada sizin de gördüğünüz gidi, tüketici borcu önemli ölçüde artmıştır. | TED | كان هذا خلال الخمسة عشر عاماً قبل الإنهيار. ويمكنكم أن تروا هناك، الديون الإستهلاكية إرتفعت بصورة غير عادية. |
tüketim malları, üretildikleri ülkeden tüketilecek olan ülkeye taşınırken binlerce kilometre yol kat ediyor. | Open Subtitles | معظم السلع الإستهلاكية تقطع آلاف الكيلومترات من البلاد المنتجة وصولا الى البلاد المستهلكة |
Dubai gibi Dünya'nın en büyük tüketim merkezlerine. | Open Subtitles | وتأتي السلع الإستهلاكية في رأس القائمة "لنأخذ مثلا عن مدينة "دبي |
Bu mahallenin sahibi Omni tüketim Malları 'dır. | Open Subtitles | هذا الحيّ ملكية (أوميني) للمنتجات الإستهلاكية (مرتفعات كاديلاك) (ديترويت) |
(Kahkahalar) Muhtemelen düşünmeyeceğiniz şey ise şöyle bir ülke görüntüsüdür; ekonomisi serbest ve vatandaşlarının ucuz ve çeşitli tüketim mallarına erişebildiği bir ülke. | TED | (ضحك) فشئ واحد من المُرجح ألا يأتي في ذهنك وهي رؤية البلد وإقتصاد مطلق، ويمكن لمواطنيها الحصول علي مجموعة واسعة من الإستهلاكية الميسورة التكلفة. |
Fakat gittikçe daha seküler ve parçalı hale gelen dünyamızda, kendi öfkeli tüketici yanımızın aracılığı olmaksızın, deneyim istatistikleri mi sunuyoruz? | TED | ولكن أين يمكن أن نعرض الخبرة المشتركة , في هذا العالم العلماني والمفكك على نحو متزايد, بلا تأثير من نزعتنا الإستهلاكية الحادة؟ |
- Aslına ben, tüketici ürünleri test edicisiyim. | Open Subtitles | -فى الواقع أنا أعمل فى اختبار المنتجات الإستهلاكية |
tüketici elektronik fiyatları düşer, yükselmez. | Open Subtitles | أسعار الإلكترونيات الإستهلاكية انخفضت. |
tüketici elektronik fiyatları düşer, yükselmez. | Open Subtitles | أسعار الإلكترونيات الإستهلاكية انخفضت. |