Sarah İsrail Haberalma Servisi'nin geliştirdiği yer belirleyicileri Kitt'e yerleştirdi. | Open Subtitles | سارة برمجت إحداثيات المواقع التي قدمتها المخابرات الإسرائيلية إلى كيت |
Örneğin İsrail vatandaşlığımı paylaştığım 8 milyon insanı tanımıyorum. | TED | علي سبيل المثال، أنا لا أعرف الثمانية ملايين شخص الذين يشاركونني الجنسية الإسرائيلية. |
Bir insan hakları örgütüne katıldım, B'Tselem adında İsrail kökenli bir insan hakları örgütü. | TED | انضممت إلى منظمة حقوق الإنسان, منظمة حقوق الإنسان الإسرائيلية المعروفة بـمنظمة بتسيلم. |
İsrail'deki Yüce Divan yerleşme istemini geri çevirmiş. | Open Subtitles | المحكمة العليا الإسرائيلية رفضت طلبه ليعيش هناك كيهودي عائد |
Herkes Amerika'ya gelmek ister. İntifada sırasında 2 yılını İsrail hapishanesinde geçirmişsin. | Open Subtitles | قضيت سنتان في السجون الإسرائيلية أثناء الانتفاضة |
1973'te, Mısır ve Suriye, İsrail'e karşı ani bir saldırı yaptı. | Open Subtitles | وبحلول اليوم الثانى كان واضحا أن قوات المشاة الإسرائيلية على حافة الهزيمة |
Biraz İsrail paramız kaldı. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من العملة الإسرائيلية لذا لا نحتاج لشيء مميز |
İsrail Turizm Bakanlığı, müşterimiz olmayı düşünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأن وزارة السياحة الإسرائيلية تفكر بجدية بان تصبح عميلة |
İsrail'in turizm isini aldik, biliyorsun, degil mi? | Open Subtitles | انت تعلم بأننا تعاقدنا مع عملاء السياحة الإسرائيلية, صحيح؟ |
1970'ler - Arap-İsrail Savaşı'nda ABD, İsrail'i desteklediğinde | Open Subtitles | ردا على الدعم الأمريكي لإسرائيل في الحرب العربية الإسرائيلية |
Zoe İsrail Haberalma'ya güvenli hattan bağlan. | Open Subtitles | زوي ، أعدى لي خط آمن مع الاستخبارات الإسرائيلية |
Filistinlilerde roket saldirilari yapiyor Israil sinir kasabalarina. | Open Subtitles | الفلسطينيون يقصفون المُدن الحدوديّة الإسرائيلية بالصواريخ |
Israil'in köylüleri ve insanlari katletmesi aslinda birilerinin tesadüfen yaptiklarimiydi. | Open Subtitles | هي كانت المذبحة الإسرائيلية لقرويّين و لناس صادفوهم |
O zaman katillerine söyleseydin de, adamın kafasını bir yere geçirip İsrail tarzı uyarı verselerdi. | Open Subtitles | إذن فلينتشله أتباعك ويهددوه على الطريقة الإسرائيلية |
Kısaca, İsrail Birleşik Devletleri. | Open Subtitles | انها في الاساس الولايات المتحدة الإسرائيلية |
Ayrıca MOSSAD'tan da korkuyordu. İsrail gizli polisinden. | Open Subtitles | وكما انه كان خائفا من ، الشرطة السرية الإسرائيلية الموساد |
Kötü bir İsrail Aşk Romanı gibi. | Open Subtitles | إنها كإحدى الروايات الإسرائيلية الرومانسية السيئة. |
İsrail askerleri için en can alıcı an: | Open Subtitles | بالنسبة للقوات الإسرائيلية هذه هى اللحظة الأكثر إثارة |
Fakat hiç bir İsrail hükümeti onları ne kabul ne de reddetti. | Open Subtitles | ولكن لم تكن هناك حكومة الإسرائيلية لم تقبلهم أو تأتي لقبولهم |
Aslında çoğu İsrail hükümetinin hiç bir şey yapmaması yerleşimcilere, hükümet başka tarafa baktığı için | Open Subtitles | الحقيقة أن معظم الحكومات الإسرائيلية لم تفعل او تعطي شيئاً للمستوطنين بمعنى أنهم كانو تدريجياً يصبحو اسياد انفسهم |