"الإشاعات" - Translation from Arabic to Turkish

    • dedikodular
        
    • söylentiler
        
    • dedikodu
        
    • dedikoduları
        
    • söylentileri
        
    • söylenti
        
    • dedikodulara
        
    • dedikoduların
        
    • göre
        
    • dedikoduyu
        
    • dedikodulardan
        
    • dedikodusunu
        
    • Söylentilere
        
    • rivayetler
        
    • söylentilerin
        
    Bizi yeni bir sigara içme alanına sürdüler. Demek dedikodular doğruymuş. Open Subtitles ــ إنّهم ينقلوننا إلى منطقة تدخين جديدة ــ إذاً الإشاعات حقيقية
    Yıllardır duyduğum dedikodular yüzünden, eski Roma'dan bir sahne bekliyordum. Open Subtitles بكل الإشاعات التي سمعتها عبر السنين توقعت منظر روماني قديم
    Aynı söylentiler, ama yazının boş kısımları, o dönemlerdeki korkulan isimlerle doldurulmuş. Open Subtitles الإشاعات نفسها، لكن الفراغات كانت ملأ مع من مخيف في ذلك الوقت.
    İkinizi de saraya kabul edince dedikodu etmeye kimse cesaret edemez. Open Subtitles سأستقبلكما كلاكما في القصر وبعدها لن يجرؤ أحد على نشر الإشاعات.
    Ben kendime bakıyorum. dedikoduları duymuşsundur. Ne dediklerini biliyor musun? Open Subtitles أنا أنتبه لنفسي فقط، لقد سمعت الإشاعات تعلم ماذا يقولون
    Belirtilen düzmece söylentileri gerçekmiş gibi yayarak reytinginizi arttıracağınızı mı sanıyorsunuz? Open Subtitles ذكر الإشاعات المزيفة كأنها حقيقة للحصول علىنسبه مشاهدة يعتبر تضليل للمشاهدين
    Sonra senin ve benim hakkımda söylentiler başladı. dedikodular. Open Subtitles ثم بدأت الإشاعات تظهر عني وعنك كل تلك الكلمات الصغيرة
    Bu dedikodular her tarafa yayıldı. Open Subtitles هذه الإشاعات أخذت في التسرب عن طريق الشعب حتي الحدود
    dedikodular nasıl başlar bilirsin. Hadi ama. Open Subtitles أنت تعرف من أين تبدأ الإشاعات لا , هذا مستحيل
    Ve neden, Thuringian ormanında doğa üstü olaylar olduğuna dair hikayeler anlatarak askerlerim arasında hurafeler ve söylentiler yayıyorlar? Open Subtitles و لماذا لم يتوقفا عن حكي قصص عن أحداث غريبة في الغابة الثرينجية ينشرا الخرافات و الإشاعات وسط قواتي؟
    Evet, hanım evladı olduğuna dair söylentiler yüzde yüz doğru. Open Subtitles أجل ، لكن الإشاعات عن حماقتك وجبنك كانت صحيحة بالكامل
    Bekledin, insanların sinirlerini gerdin ve tarikat hakkında söylentiler yaydın. Open Subtitles .كنت منتظراً. لقد ازددت حدةً بدأت بترويج الإشاعات في القرية
    Bir dedikodu sitesinde bu hikaye beş milyondan fazla tıklama aldı. TED أحد مواقع الإشاعات حاز على خمسة مليون زيارة على هذه القصة وحدها.
    Sir Roger'la karım hakkında, sanırım aptalca bir dedikodu duymuşsunuzdur. Open Subtitles سمعت بعض الإشاعات السخيفة عن السيد وعن زوجتي
    Dickie ve Peter beraber. Ne dedikodu ama. Open Subtitles ديكي و بيتر سوياً هذا جيد لإطلاق الإشاعات
    Kafanda bir sürü fikirle geldiğine dair... o çılgın dedikoduları duydum. Open Subtitles لقد كنت أسمع هذه الإشاعات البشعة أنك قد أتيت برأس مليئة بالأفكار
    Hiçbir şey bulamadıysak bile, en azından söylentileri asılsız çıkarırız. Open Subtitles إذا حصلنا على شىء عدا ذلك على الأقل كنا سنروج بعض الإشاعات
    Arazilerinde neler olduğu konusunda bir sürü söylenti vardı. Open Subtitles لكن, أنت تعلم, كان هناك الكثير من الإشاعات بشأن ما يحدث هناك في تلك الرقعة
    Bu tür dedikodulara ne kadar fazla tıklarsak ardındaki hayatlara o kadar fazla bağışıklık kazanıp TED كلما إزداد عدد النقرات على هذه الإشاعات كلما إزددنا برودا تجاه الحيوات الإنسانية خلف ذلك
    dedikoduların kaynağı olmaktan nefret ederim Noah... ama yukarıda konuşulanlar bunlar. Open Subtitles اكره بأن اكون مصدر الإشاعات, نوح ولكن تلك الكلمة على التل
    Bir dedikoduya göre Kont'a büyü yapmışsın ve kalbi duruvermiş. Open Subtitles واحد من الإشاعات أنك ألقيت تعويذة على الكونت وتوقف قلبه
    Korku kaynaklı hezeyandan çıkan son dedikoduyu duydunuz mu? Open Subtitles الآن، قلقون ويقرقرون كالدّجاج، هل سمعت آخر الإشاعات بأنّهم توسّعوا في الإرهاب طبقاً لجنونهم؟
    Şirket içindeki çirkin dedikodulardan biri sandım. Open Subtitles سمعت هذا وكنت أظنها إحدى الإشاعات المغرضة بالوكالة
    Eminim ki hepiniz bu toplantıyı yapma nedenimizin dedikodusunu duydunuz. Open Subtitles إنيّ متأكدة بأنكم سمعتم الإشاعات بشأنِ سبب إعداد هذا الإجتماع،
    Çıkan Söylentilere göre... burası, uyuşturucu tüccarlarının faaliyet gösterdiği bir bölgeydi... ama böyle Söylentilere karnımız toktu. Open Subtitles كانت الإشاعات لدى السكان المحلية أنها منطقة نشاطات العصابات العدوانية لكننا تعودنا على إشاعات كهذه
    Bazılarınızın kulağına planlarımla ilgili ölçüsüz rivayetler gelmiş olabilir. Open Subtitles بعض منكم سمع بعضا من أكثر الإشاعات تحيزا ضد خططِي
    Deccal ile ilgili akıldışı söylentilerin bizi etkilemesine izin vermemeliyiz. Open Subtitles عزيزي ادسو ، يجب علينا أن لا نقع تحت تأثير الإشاعات اللاعقلانية للمسيح الدجال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more