Uzatmayalım, ki asıl rezalet burası, sonunda yedek lastiği çıkardım ama sarkık, büzüşmüş bir şeyle karşılaştım. | Open Subtitles | أنها فوضى طبيعية تمامًا، أخيرًا حضرت الإطار الإحتياطي فقط لرؤية إنثناءه. |
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmura inat, sıkıca giyinip otomobili krikoyla kaldırır, patlak lastiği söker bu berbat işi bitirene kadar üstü başı çamur içinde kalır ve nihayet yedek lastiği takar. | Open Subtitles | في الأمطار الغزيرة، وهم يرتدون بدلاتهم الجميلةيرفقونالسيارة،يزيلونالإطار.. يتسخون بعد عناء طويل في وضع الإطار الإحتياطي. |
Sanjay ve ben arabayı yüklerken yedek lastiği bıraktık. | Open Subtitles | عندما أحضرنا أنا و(ساجي) السيارة تركنا الإطار الإحتياطي |
yedek lastiği çıkart. Sen. - Lastiği çıkart dedim. | Open Subtitles | -أنت , أحضر الإطار الإحتياطي , هيا |