Beni tanıyanlar, hem eski inançları hem de polis işlerini bir arada tutmaya çalıştığımı bilir. | Open Subtitles | أنا أبقى الإعتقادات القديمة بالخارج و عمل الشرطة هنا |
Bu büyük krallık içinde, farklı inançları olan birçok insan barındırıyor. | Open Subtitles | مشتملاً على هذه المملكة العظيمة الغنية بتنوع الناس معَ اصناف مختلفة من الإعتقادات |
Hayır, saldırı açıkça kurbanın belli dini inançları yüzünden gerçekleşti. | Open Subtitles | لا, كان هنالك دافع واضح للهجوم و الدافع هو الإعتقادات الدينيه الخاصه بالضحيه |
Sen erkek arkadaşının gizemli olduğunu, ve garip inanışları olduğunu söylememişmiydin? | Open Subtitles | ألم تقول أن صديقها الحميم كان يمارس الطقوس السحريه ، و الإعتقادات الغريبة؟ |
Engizisyon, Papa'nın emriyle dini sapkınlıkları ve Kilise'nin lanetlediği inanışları araştırmak üzere Venedik'e gelmiştir. | Open Subtitles | بأمر من البابا, محكمة التفتيش المقدس قد حضرت إلى البُنْدُقية لتسعى خلف الهرطقة و الإعتقادات المبغوضَةُ مِن قِبَلِ الكَنيسة |