Çabucak bir zevkle baştan çıkarılmak Alışık olmayan için çok zor fedakarlık. | Open Subtitles | إنه فقط الإغراء بالسعادة السريعة الذى كان قويا لدرجة يصعب التضحية بها |
Kendimi teslim etmesem de, kadınların baştan çıkarıcı güçlerini hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بقوة الإغراء التي لا يبذلون فيها أي جهد. |
Aşk, cazibe ve baştan çıkarma hakkında her şeyi bilir. | Open Subtitles | إنها تعرف كل ما يجب معرفته عن الحب, السحر و الإغراء |
Şüpheleri olan bir erkekten başka şeytana uymaktan kim korkar ki? | Open Subtitles | و من يخاف من الإغراء إلا الذي عنده شكوك؟ |
Oiroke no Jutsu'ma etkisiz deyip küçümsedi! | Open Subtitles | لقد انتقد تقنية الإغراء خاصتي وقال أنّها كانت ضعيفة |
Eminim karın da bu günahtan korunduğunu duyduğuna sevinmiştir. | Open Subtitles | واثق أن زوجتكَ سعيدة أيضًا لكونكَ قاومت الإغراء. |
İnan bana, senin gibi bir goril olunca ufak bir Ayartma bile olmadı. | Open Subtitles | صدقني ، مع غوريلا مثلك لم يكُن هُناك على الأقل قليلاً من الإغراء |
Eğer ayartmaya karşı koymak daha iyiyse neden teslim olmayı daha kolay buluyoruz? | Open Subtitles | لذا، إذا كان الأفضل هو مقاومة الإغراء فلماذا دائماً نجد أن من الأسهل الإستسلام له؟ |
Ama şimdi cazibesini anlıyorum. Kendimi güçlü hissettiriyor. | Open Subtitles | لكن حصل لي الإغراء يجلعني أشعر أنني قوية |
baştan çıkarılmana engel olmak için fazlasıyla güçsüzsün. "Görünmez Adam" Bensiz tam bir hiçsin. | Open Subtitles | أنت ضعيف جداً لكي تقاوم الإغراء من دوني أنت لا شيء |
Bir erkek için baştan çıkarma dansını... yaptığında, dünyada sadece tek o kalmış gibi hissedecektir. | Open Subtitles | عندما ترقصين رقصة الإغراء لرجل ترقصين كما لو كان هو الرجل الأخير فى هذا العالم |
Fakat baştan çıkaracağı gece beş parasız, beş parasız bir sitarcıyı mihraceyle karıştırır ve ona aşık olur! | Open Subtitles | لكن في ليلة الإغراء تخطىء في عازف جيتار معدم بدلاً من المهراجا الشرير وتقع في غرامه |
Umarım voleybolda baştan çıkarmadan daha iyisindir. | Open Subtitles | أتمنى أن تبلى بلاءاً حسناً فى الكرة الطائرة أفضل مما تبلين فى الإغراء |
Umarım voleybolda baştan çıkarmadan daha iyisindir. | Open Subtitles | أتمنى أن تبلى بلاءاً حسناً فى الكرة الطائرة أفضل مما تبلين فى الإغراء |
Hayır ben değil. Benim cazibe yeteneğim yoğurları bedavaya aldı. | Open Subtitles | لا، مهارتي في الإغراء هي من جلبت لك "فرويو" مجانا. |
Ancak ne kadar fazla denersek deneyelim hiçbirimiz şeytana uymadan edemiyoruz. | Open Subtitles | بغض النظر عن محاولتنا القوية, لا .أحد منا لا يمتلك قابلية الإغراء |
Ama doğru düzgün öğrettiği tek şey Oiroke no Jutsu... | Open Subtitles | لكن كل ما علّمنيه هو تقنية الإغراء... |
Eminim karin da bu günahtan korundugunu duyduguna sevinmistir. | Open Subtitles | واثق أن زوجتكَ سعيدة أيضًا لكونكَ قاومت الإغراء. |
Ayartma aldatma sayılsaydı, hiçbir evlilik ilk yılının sonunu göremezdi. | Open Subtitles | لو أعتبر الإغراء كخيانة، فإنّه لن ينجح أيّ زواج بعامه الأوّل. |
Eğer beni ayartmaya çalışıyorsan, hiç uğraşma. | Open Subtitles | إذا كانت بغرض الإغراء , لاتحاولي |
Bunun cazibesini anlıyorum. | Open Subtitles | أتفهم الإغراء في ذلك. |
- Cinsel Taciz ve polis memuruna saldırıdan dolayı. | Open Subtitles | -بتهمة الإغراء ، والإعتداء الجنسي، والإعتداء على ضابطة شرطة، |
Günaha sırtlarını dönerek, tekrar normal olabilirler. | Open Subtitles | إذا ابتعدوا عن الإغراء يمكن أن يصبحوا عاديين مجدداً |
Fakat bu yeni dostunuzu takip etme cazibesine karşı koyabilecek misiniz? | TED | لكن هل ستتمكنون من مقاومة الإغراء في تعقب صاحبك ؟ |
Diğerlerinin geleceğini öğrendiğimde ayartılmaya direnemedim. | Open Subtitles | حين علمت أن الآخرين قادمون, لم أستطع مقاومة الإغراء |
şeytana uymak istemiyorum. | Open Subtitles | الإغراء سيكون عظيم جداً |