Ve bundan ortaya çıkan tuhaf sonuç popüler kültürümüzün çoğunluğu aslında bu grafiklerden çıkan varsayımlar üzerine kurulu. | TED | والنتيجة الغريبة من ذلك هو أن معظم ثقافاتنا الشائعة مبنية فى الحقيقة على هذة الإفتراضات حول تركيبتنا السكانية. |
varsayımlar hatalara yol açar ve hatalar seni öldürtür! | Open Subtitles | الإفتراضات تؤدي إلى أخطاء و الأخطاء تؤدي إلى قتلك. |
Bu sorunun arkasındaki varsayımlar yanlış ve bunu beni korkutuyor. | Open Subtitles | الإفتراضات وراء هذا السؤال مظللة لدرجة أنّها تخيفني |
Maalesef edindiğin neredeyse tüm varsayımlar yanlış ama. | Open Subtitles | للأسف، تقريبًا كافة الإفتراضات التي لديك خاطئة |
Tahminler geri dönüp kıçına tekmeyi basabilir. | Open Subtitles | الإفتراضات قد تفاجئك بضربة قاسية |
Tahminler geri dönüp kıçına tekmeyi basabilir. | Open Subtitles | الإفتراضات قد تفاجئك بضربة قاسية |
İşin aslı, profil bir varsayımdır. varsayımlar için ne dendiğini biliyorsun. | Open Subtitles | المشكلة هي، الملف عبارة عن إفتراض وإنّك تعرف ماذا يقولون عن الإفتراضات. |
Biliyorduk ki liberal eğitimi tekrar elle tutulur bir hale getirmek istiyorsak, bunun icin radikal bir yapılanma gerekir. Bir takım temel varsayımlar tekrar gözden geçirilmelidir. Önceliklerimizin neler olduğu tekrar düşünülmelidir. | TED | مع العلم أنه إذا كان لنا أن نستعيد سلامة التعليم الليبرالي، أن الآمر سيستغرق إعادة تفكير جذري من الإفتراضات الأساسية، بداية مع أولوياتنا. |
Duraklaman, konuşmanın bittiği anlamına mı geliyor yoksa aptal varsayımlar arasında nefes mi alıyorsun? | Open Subtitles | - هذا التوّقُف الآن هليعنيبأنكأنهيتالكلام، أو أنّك تستريح بين هذه الإفتراضات الغبّية ؟ |
Tahminler gerçeğin görünmesini engelleyebilirler. | Open Subtitles | أجل، قد تحجب الإفتراضات الحقيقة دوماً. |