"الإقامة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ev
        
    • kalabilir
        
    • yeşil
        
    • Kal
        
    • yaşamak
        
    • kalabilirsin
        
    • hapsinde
        
    • kalacak
        
    • yaşamayı
        
    • kalmayı
        
    • makamından
        
    • kalabilirsiniz
        
    • hapsi
        
    • ikamet
        
    • hapsine
        
    Nihayet bu ev hapsi olayını kabullenmeye başladığını görmek güzel. Open Subtitles من الجميل أنها تقبَّلت أخيراً مسألة الإقامة الجبرية في المنزل
    Demek istediğin, onun özgeçmişine sahip kim ev hapsine mahkum edilebilir? Open Subtitles كيف لاحد بسيرتها الحصول على وضع قيد الإقامة الجبرية في السقيفة؟
    Savaşa gidenler dönene kadar aileleri bizim yanımızda kalabilir. Open Subtitles وأي رجل يرحل، فإن عائلته نرحب بها في الإقامة معنا حتى يعود
    O kadar su tutuyorum ki, yeşil kartını almak için boyumca yüzmen gerekecek! Open Subtitles أجل، وأنا أختزن كمية كبيرة من الماء عليكِ أن تسبحي عبرها لتحصلي على الإقامة الدائمة
    Onunla Kal ve Eubanks'a Wade'in nehre doğru yönelmiş olabileceğini ilet. Open Subtitles الإقامة معها، ويحصل على الكلمة إلى يبانكس الذي يخوض قد يكون توجّه إلى النهر.
    Şehirdeki en güzel evde yaşamak istersin her halde. Open Subtitles عشرون ألف دولار في السنة؟ لن تمانع الإقامة في أفخر بيوت البلدة
    Melanie ve teyzesi Pittypat ile kalabilirsin. Open Subtitles وبإمكانك الإقامة مع ميلاني والعمة بتيبات
    ev hapsinde olmasaydım kendim de götürürdüm. Open Subtitles كنت لأسبب لنفسي المشاكل لو لم أكن تحت الإقامة الإجبارية
    İki hafta ağır iş cezası ve 8 hafta ev yok- Open Subtitles حجز أجازتين مع العمل الإجباري ثمانية أجازات تحت الإقامة الجبرية
    Ama sana gelince Madea sana ev hapsi veriyorum. Open Subtitles ملكية أو نقداً لكن بالنسبة لك, ماديّه سأضعك تحت الإقامة الإجبارية
    Bizimle kalabilir mi baba? Open Subtitles هل تعتقد أن بإمكانه الإقامة عندنا يا أبي ، من فضلك؟
    Bu gece otelde kalabilir ve yarın buradan gidebilirsiniz. Open Subtitles يمكنك الإقامة في الفندق والمغادرة في الصباح الباكر
    Altı hafta önce bir şekilde yeşil Kart almışsın. Open Subtitles قبل ستة أسابيع، حصلت بطريقة ما على الإقامة الدائمة.
    Göçmenlik Bürosu'nun sistemine girebilmek için kullanmış. - Sevgilisine yeşil Kart almak için. Open Subtitles إستعمله لإختراق قاعدة بيانات دائرة الهجرة والجمارك ليحصل على الإقامة الدائمة لحبيبته.
    Şirketin sabitleşene kadar, şirketin konaklamasında Kal. Open Subtitles حالما تثبت وظيفتك إبقى في الإقامة الخاصة بالشركة.
    Ne düşünürdün Amerika'da yaşamak hakkında? Open Subtitles ماذا تعتقدي حول .. ؟ الإقامة في امريكا ؟
    İşler zorlaşırsa bende kalabilirsin. Open Subtitles حسناً ، لو ساءت الأمور يمكنكِ دائماً الإقامة هنا
    Biliyorsun babam burada ev hapsinde? Open Subtitles تَعْرفُ الأَبَّ تحت الإقامة الإجبارية هنا؟
    Kusura bakma, kalacak yer için bile paramız yok. Open Subtitles آسف, لكننا لا نملك المال الكافي لندفع حتى ثمن الإقامة.
    Dört yıl boyunca Çarşıda yaşamayı mı planlıyorsun? Open Subtitles تنويان الإقامة في السوق للأربع سنوات القادمة؟
    New York'a vardığınızda kuzeniniz Reşat'la kalmayı planlamıyor muydunuz? Open Subtitles بمجرد وصولك إلى نيويورك ألم تكن تخطط الإقامة مع ابن عمك رشاد؟
    Bauer, başkanlık makamından onu çıkardı ve Wembley'e götürdü. Open Subtitles أخرجه (باور) من الإقامة الرئاسية وأوصله إلى (ويمبلي).
    Sen ve arkadaşların gece burada kalabilirsiniz. Open Subtitles أنت وأصدقائك مرحباً بكم في الإقامة بالليل
    İkamet işi hallolana kadar beklersek, sen bir hastanede olacaksın ben diğerinde. Open Subtitles إذا أنتظرنا حتى إنتهاء الإقامة فستكون في مستشفى وأنا في مستشفى آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more