"depresyon, yüksek tansiyon, mide gazı ve bağırsak sendromu tedavisinde kullanılır." | Open Subtitles | يستخدم لعلاج الإكتئاب, التوتر العصبي إنتفاخ المعدة و متلازمة تهيج الأمعاء |
Alkol bağımlığı ve depresyon için hiç tedavi oldun mu? Hayır. | Open Subtitles | هل خضعتِ لعلاج إدمان الكحول أو الإكتئاب قبل أن يعود رشدكِ؟ |
Fakat bu kadar basit bir oyunla bile, oynamaya başladığım bir kaç gün içinde, depresyon ve kaygı hissi gitti. Öylece yok oldu. | TED | ولكن مع أن اللعبة في غاية البساطة وخلال بدء اللعب لعدة أيام فقط فإن ذلك الإكتئاب والقلق قد ذهب. |
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun insanoğlunun karşılaştığı en büyük salgın olduğunu belirtiyor. | TED | وتقول أيضا منظمة الصحة العالمية أن الإكتئاب هو أكبر وباء واجهته البشرية على الإطلاق. |
Ama nörologlar hala depresyona neyin sebep olduğuna dair bütün resme sahip değiller. | TED | ولكن علماء الجهاز العصبي ليس لديهم تصور كامل عن ماذا يسبب الإكتئاب. |
Zorluğun sebeplerinden biri 'depresyonda olmak' ile 'depresif hissetmek' arasındaki farktır. | TED | وأحد أهم مصادر الخلط هو الفرق بين مرض الإكتئاب ومجرد الإحساس بالإكتئاب |
Sanki depresyon, ilk yardım çantasında bulunan şeylerle düzelecek bir şeymiş gibi. | TED | كما لو أن الإكتئاب هو شيء يمكن علاجه بأحد المحتويات الموجودة في علبة الإسعافات الأولية. |
2013'te, eğer depresyon ile ilgili endişeleriniz varsa doktorunuza gidiyorsunuz ve ne alıyorsunuz? | TED | في ٢٠١٣: إذا ساورك الشك حول الإصابة بأعراض الإكتئاب وذهبت للطبيب ، عندها مالذي ستحصل عليه؟ |
Gerçek depresyon, hayatınızda bir şeyler yolunda gitmediğinde üzgün olmak değildir. | TED | الإكتئاب فعليّ ليس أن تكون حزينا عند حدوث شي سيء في حياتك. |
Gerçek depresyon, hayatınızda her şey yolundayken mutsuz hissetmektir. | TED | الإكتئاب هو أن تكون حزينا عندما يسير كل شيء في حياتك بشكل جيد. |
Bu gerçek depresyon, benim acı çektiğim şey. | TED | هذا هو الإكتئاب حقا، وهذا ما أعاني منه. |
Ben hayatta kaldım ve bu beni hikayemle birlikte bırakıyor ve hikayem şu şekilde: Dört basit kelime ile: depresyon nedeniyle acı çekiyorum. | TED | أنا على قيد الحياة، و معي قصّتي الخاصة بي، و هي كالآتي: باختصار شديد، فأنا أعاني من الإكتئاب. |
depresyon nedeniyle acı çekiyorum. Uzun bir süre boyunca düşündüm ki birindeki insanın diğerindekinden korktuğu tamamen birbirinden farklı iki hayat yaşıyorum. | TED | اعاني من الإكتئاب وذلك لمدة طويلة، وعلى ما أعتقد لقد عشت حياتين مختلفتين تماما حيث كل شخص فيها خائف من الآخر. |
depresyon dünyadaki iş göremezlik halinin başlıca sebebidir. | TED | الإكتئاب هو السبب الرئيسي للإعاقة في العالم. |
Suçlu veya utanç hissederlerse depresyonun astım veya diyabet gibi tıbbi bir durum olduğunu hatırlatın. | TED | إذا كانوا يشعرون بالذنب أو الخزي، وضح لهم أن الإكتئاب هو حالة مرضية طبية، مثل الربو أو مرض السكري. |
Çok fazla veya çok az olması sinirliliğe, depresyona ve pek çok bozukluğa neden olur. | Open Subtitles | الكثير منها أو القليل للغاية منها قد يؤدى إلى الإثارة الزائدة أو الإكتئاب ، أو عدد من الإضطرابات الجسدية |
Keşke bu hüsran yerine felç edici bir depresyonda olsam. | Open Subtitles | أتمنى فقط لو أُصِبت ببعضاً من شلل الإكتئاب .بدلاً من خيبة الأمل هذه |
Eğer kendiniz depresyonu deneyimlemediyseniz, depresif hissettiğiniz dönemler ile karşılaştırmaktan kaçının. | TED | إذا لم تعاني من الإكتئاب مطلقاً، فتوقف عن مقارنته بالمرات التي شعرت فيها بمزاج سيء. |
Sadece benim görebildiğim hayatta, kim olduğum, gerçekten olduğum kişi, yoğun depresyonla mücadele eden birisi. | TED | في الحياة التي أراها أنا فقط وما أنا حقا عليه هي أنني شخص يكافح بإستمرار ضد الإكتئاب. |
Savaş sonrası stres bozuklu için verilen anti-depresanlara benzer | Open Subtitles | كما في مضادات الإكتئاب التي تعالج الإظطرابات |
Paniklemeni istemem ama bazen bunalım başka bir şeyin işareti olabilir. | Open Subtitles | لكن أحياناً يكون الإكتئاب إشارة إلى أنّ ثمّة شيء آخر يحدث |
İnsanlar neden bunalıma girince içki içer bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ يشرب الناس الكحوليات عندما يصابهم الإكتئاب |
Seni şok ederek depresyondan çıkarabileceğini mi sanıyordu? | Open Subtitles | هل كان يظن أنه سيصدمك لكى يخرجك من الإكتئاب ؟ |
Daha önce de kendini bunalımda hissettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أشرتي بأنكِ تعانين من الإكتئاب من قبل |
Ben depresyonum. | Open Subtitles | أنا الإكتئاب |
Bir tanesi, Ablixa depresyonunuzu iyileştirirken uyurgezerliğe engel olmak için mesela. | Open Subtitles | في حين أن (أبليكس) سيساعدك في التعامل مع الإكتئاب الذي لديك |