Beni biraz tanıyor olsaydınız, meşale yakmak yerine çelenk bırakmayı tercih edeceğimi bilirdiniz. | Open Subtitles | أعتقد إن عرفتما شيء واحد عني فهو سيكون أنني أفضل أن أضع الإكليل |
Kutsal Havuz, Çiçekten çelenk, kim yapar öğlen duasını? | Open Subtitles | أيتها البِركة المباركة ، و يازهرة الإكليل من يدعو هنا وقت الظهيرة؟ |
Onun yaşamı bir çelenk ve bir saygı duruşundan daha değerliydi. | Open Subtitles | حياته كانت ذو قيمة أكثر بقليل من الإكليل و تحية البنادق العسكرية |
Ve bugün aynı çelengi senin cesedinin üzerine koyacağım. | Open Subtitles | اليوم أنا سأرمي هذا نفسه الإكليل على جثّتك |
Neyse, çelengi sen al. | Open Subtitles | حسناً ، هل يمكن أن تشترى الإكليل ؟ |
Lütfen çelenge saygı göster. - Hmm? | Open Subtitles | أرجوك احترمي الإكليل. |
Seales için. Çiçek ve çelenk parası. | Open Subtitles | إنه ل " سيلز " يا أستاذ من أجل الوردو الإكليل |
Evden çıkma. Önemli bir prense çelenk giydireceğiz. | Open Subtitles | لا تغادر المنزل، نحن بحاجة إلى أن نضع" "الإكليل على الأمير الهام |
Evet. Hangi çelenk senindi? Üstünde "babacığım" yazan mı? | Open Subtitles | حسنٌ، هل هذا الإكليل من أجل من يدعوه بـ"أبي"؟ |
Bu bana verdiğin çelenk. | Open Subtitles | هذا الإكليل أعطيتني |
çelenk. | Open Subtitles | "(الإكليل. |
Pam, çelengi sen alırsın. | Open Subtitles | هنا ، " بام " أنت تشترين الإكليل |
Adını Sanchez koydum. Şuradaki eski çelengi yuvası yaptı. | Open Subtitles | لقد أسميته (سانشيز) لقد بنى عشاً في ذلك الإكليل |
- Evet, çelenge saygı göster. | Open Subtitles | نعم، احترمي الإكليل. |