Otelden ayrılırken sende yanlış bir izlenim bırakmış olabilirim. | Open Subtitles | لمّا غادرت غرفة النّزل لربّما قد أعطيتك الإنطباع الخاطئ |
Önemli olan tek izlenim burada efendim, bu dosyada! | Open Subtitles | الإنطباع الوحيد الذي يَحْسبُ, سيدي في هذا الملفِ |
İlk izlenimlerin kötü yanı da bu işte. Sadece bir tane izlenim oluyor. | Open Subtitles | هذه معضلة الإنطباع الأول لا تحصلين إلا على فرصة واحدة |
Sheila'yı takıntı mertebesinde kıskandığı izlenimine kapılmıştım. | Open Subtitles | كان لي الإنطباع على أنه أصبح يغار بشكل شديد من شيلا |
Gurbette yaşamanın görkemli bir şey olduğu izlenimini verirler hep. | Open Subtitles | دائما ما يعطوننا هذا الإنطباع بأن العيش خارج البلاد مبهر |
Yanlış izlenime kapılması için zaman ver. | Open Subtitles | انتظر بعض الوقت لتحصل على الإنطباع الخاطئ. |
O ilk öpücükle sonsuz bir etki bırakılır, değil mi hanımlar? | Open Subtitles | لأنه في أول قبلة , دائماً يتكون الإنطباع , هل هذا صحيح أيتها السيدات ؟ |
Yanlış bir intiba oluşsun istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ الناسَ أَنْ يُصبحوا الإنطباع الخاطئ. |
Çünkü ben de böyle bir izlenim yaratmıyorsun. | Open Subtitles | لأني في الحقيقة لا أفهم الإنطباع الذي لديك |
Rica etmişim gibi bir izlenim mi bıraktım? | Open Subtitles | أنا أسف جدا ً . هل أعطيتك الإنطباع أننى أطلب منك ؟ |
Lex, son konuştuğumuzda, onu kovsam daha mutlu olursun gibi bir izlenim bırakmıştın. | Open Subtitles | ليكس أخر مرة عندما تحدثنا حصلت على ذلك الإنطباع بأنك ستكون أسعد إذا طردته إلى الخارج |
Bu gece size yanlış bir izlenim verdiğimiz için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أعتذر عن إعطائكم الإنطباع الخاطئ هذه الليلة |
Sadece iyi bir izlenim yaratmaya çalıştığına emmim. | Open Subtitles | أنا واثقة أنه كان يحاول وضع الإنطباع الجيد |
her zaman derler, İşvereninde iyi izlenim bırakabilmek için sadece bir şansın olur. | Open Subtitles | يقولون أنه لديك فرصة واحدة فقط لإعطاء الإنطباع الأول لصاحب العمل |
Evime yerleşmeliyim, işimde iyi bir izlenim bırakmalıyım. Ne? | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أُسبّبَ جيد الإنطباع في العملِ. |
Evet. Ben de beni güldürmek için söylemediği izlenimine kapıIdım. | Open Subtitles | نعم ، وصلنى الإنطباع ، لم تكن تقولها لإضحاكى |
Size polis olduğumuz izlenimini vermek istemedik... | Open Subtitles | لا يا سيـّدتي، نحن لا نريد أن نعطي الإنطباع بأننا من الشرطة تماماً |
Dinle, sanırım yanlış izlenime kapıldın. | Open Subtitles | أصغِ إلي، أعتقد أنك تلقيت الإنطباع الخاطئ |
Sana bir etki yapıp yapmadığına bak. | Open Subtitles | وتلاحظين أي نوع من الإنطباع عنه سيتكون لديك |
Umarım benim bıraktığımdan daha iyi bir intiba bırakırsın. | Open Subtitles | هذا جيد بالنسبة لي آمل ان تعطي انطباعاً أفضل من الإنطباع الذي اعطيته أنا |
Çinliler üzerinde istediğim izlenimi yaratacağız. | Open Subtitles | فسوف نقوم بمنح الإنطباع الذي أريد منحه للصينيين |
Little Wayne taklidini görmelisiniz. | Open Subtitles | عليكم رؤية الإنطباع الذي يعمله لوين الصغير |
İnsanların görmek istediği şey bu, ve en iyi etkiyi bırakan şey bu. | Open Subtitles | ذلك ما يريد الناس رؤيته، ذلك ما يترك الإنطباع الأفضل. |
Fark etmemiş olabilirsiniz ama ilk izlenimler genelde tümüyle yanlıştır. | Open Subtitles | لا أعلم إن لاحظتم لكن الإنطباع الأول خاطئ |
Biriyle buluşacağı izlenimine kapıldım. | Open Subtitles | كان لدي الإنطباع بأنها ذاهبة للقاء شخص ما |