"الاتجاه الآخر" - Translation from Arabic to Turkish

• diğer tarafa
• Diğer taraftan
• diğer tarafta
• Diğer yöne
• aksi yöne
• başka yöne
• başka türlü
• diğer tarafı
• yönde
• öbür

Uyuyacağın zaman bana bir iyilik yap ta kıçını diğer tarafa yönlendir.
مهلاً اصنعي لي معروفاً عندما تنامين .. وجهي مؤخرتك في الاتجاه الآخر

- diğer tarafa dön, başımı döndürdün. - Evet, benim için de iyi olur.
اذهب فى الاتجاه الآخر ، لقد أصبتنى بالدوار هذا أحسن لى أيضاً

Ben durduğumda, o Diğer taraftan geliyordu.
كان قادماً من الاتجاه الآخر عندما كنتُ أقترب

Yemek yiyeceksen, ahır diğer tarafta.
إذا أردت الأكل , فمحلات الطعام في الاتجاه الآخر.

Rüzgar değişti. Halkalar Diğer yöne ilerliyorlar.
الريح متغيّرة إنّ الموجات تتحرّك في الاتجاه الآخر

Ama aksi yöne; batıya kaçsaydı ışıkların olduğu bir mahalleye çıkacaktı.
لو انها فقط التفت في الاتجاه الآخر وهربت للغرب ، لابد وأنها كانت ستصل الى أضواء، الحي.

Artık Pentagon'un başka yöne bakmasına izin veremeyiz.
لم يعد بوسعنا أن تسمح لوزارة الدفاع الامريكية بالنظر في الاتجاه الآخر

Araştırma, adalet çalışmalarının sadece daha önce bahsettiğim becerileri oluşturmakla kalmadığını, başka türlü de ilerlediğini gösteriyor.
ويظهر لنا البحث أن العمل للعدالة لن يستمر من بناء كل المهارات التي تحدثت عنها هو في الواقع يذهب في الاتجاه الآخر.

Önce bir tarafı, sonra diğer tarafı geçirilmeli.
أولاً نضبط الاتجاه الأول, ثم الاتجاه الآخر.

Biraz acıtacak, kafanı diğer tarafa çevirebilirsin.
سيؤلم هذا قليلاً لذا ربما تريد النظر في الاتجاه الآخر

Çocuğunun yaşamasını istiyorsan, fısıltıları her duyduğunda diğer tarafa kaç.
وإن أردتِ أن تعيش ابنتكِ فاهربي في الاتجاه الآخر كلّما سمعتِ همساً

O diğer tarafa gitmeyi seçti. O zamandan beri kefaletini ödüyorum.
سار هو في الاتجاه الآخر وأنا أخرجه من المآزق منذ ذلك الحين

Tıpkı yaptığın tüm korkunç şeylere Diğer taraftan baktığım gibi, çünkü onlar muhteşem bir iyilik içindi, tıpkı bu liste gibi.
تماما مثل نظرت في الاتجاه الآخر من كل الأشياء الفظيعة تفعله ل انهم لتحقيق الصالح العام، تماما مثل هذه القائمة.

Gerçekten de dünyanın çevresinde dolanan bir ışık dalgasına sahipler, Pasifik'te bir kablo kopsa, bağlantıyı Diğer taraftan yapıverirler. Ve bu ağı tamamladıktan sonra bağlanacak başka yerler aramaya başladılar.
لديهم حرفيا شعاع من الضوء حول العالم، وإذا انقطع كابل في المحيط الهادي، يعيد إرساله إلى الاتجاه الآخر. وبعد الانتهاء من هذا، بدؤوا في البحث عن أمكنة جديدة للربط.

Diğer taraftan da bakabilirim.
أنا يمكن أن أنظر في الاتجاه الآخر.

Şimdi, demin dediğim gibi, bir tarafta güney-batı musonu var belirli bir yöne giden, diğer tarafta da mevsim değiştiğinde kuzey-doğu musonu var Diğer yöne giden.
الآن، ما قلته هو، ستجدون الرياح الموسمية الجنوبية الغربية في اتجاه، ثم تتغير وتجدون الرياح الموسمية الشمالية الشرقية في الاتجاه الآخر.

Mandarin'in dersi diğer tarafta!
دروس اللغة الصينية في الاتجاه الآخر

Tek yönde giden bir demet ve Diğer yöne giden başka bir demet de elde ettiler.
ـ لديهم شعاع واحد يسير في اتجاه واحد ثم انتقلوا إلى الشعاع الآخر المتجه في الاتجاه الآخر

Sandalyesini çevir ki Diğer yöne bakıyor olsun.
بدوره كرسيه حول ذلك انه يواجه في الاتجاه الآخر.

Tanıyor olsaydı, aksi yöne doğru kaçardı.
‫إذا عرف ، لكان قد ركض في الاتجاه الآخر.

Tanrı başka yöne bakarken günah içerisinde terk edilen sokak çocukları.
تم التخلي عنهم عندما كان الرب ينظر في الاتجاه الآخر

Biliyorsun, başka türlü de sonuçlanabilirdi.
أتعلمين أنه كان ربما سيحصل في الاتجاه الآخر ؟

Yatağın diğer tarafı kadar sakin.
بارداً مثل.. الاتجاه الآخر من وسادتك.

Elektronlar bir yönde döner, Pozitronlar diğer yönde.
الاكترونات تنتقل في اتجاه، و البوزيترونات في الاتجاه الآخر.

Ben, kazan dairesine inen kuzey koridordan gideceğim... sizler de öbür taraftan gelin.
أنا متوجه إلى الممر الشمالي المؤدي إلى غرفة المرجل لذلك يا رفاق اذهبوا في الاتجاه الآخر.