"الاتّجاه" - Translation from Arabic to Turkish

• yönde
• yöne
• yönü
• yönden
• tarafta

Şu anda buradayız. Ağaç aksi yönde.
أما الآن، فإننا هنا، والشجرة في الاتّجاه المُعاكس.

Şu bizim harita doğruysa eğer Trident Kayalıkları şu yönde yaklaşık 2,5 km uzakta olmalı.
إذا الخريطة صحيحة، فإنّ المُنحدر الثالوثيّ على بعد ميلٍ ونصف من هذا الاتّجاه.

Fareler aynı yöne gidiyorsa doğru yoldayız demektir.
طالما هذا هو الاتّجاه الذي تسلكه الفئران، فهو الصواب.

Ne yöne gittiğimiz anlaşılmıyor.
لا يمكننا حتّى تبيّن الاتّجاه الذي سنسلكه.

Tabii ki. Eğer bana gittiği yönü tarif ederseniz.
بالتأكيد، إذا وجّهتماني في الاتّجاه الصحيح

Bu yönden gitmemizi istiyorlar.
إنّهم يريدوننا أن نسلك ذلك الاتّجاه.

İyi birşeyler yapma umuduyla gitti doğru tarafta iyi bir şeyler..
الى شيء ما. انه يذهب فقط و يأمل أن شيئ ما الذي يعمله ان يأخذه في الاتّجاه الصّحيح

Buldum. Burada aynı ölçülerde bu yönde yaklaşık 2.500 metre ileride.
وجدتهما، إنّهما على بعد 2500 متر من هذا الاتّجاه.

Diğer yönde yaklaşık 100 mil mesafede.
إنّها على مسافة 100 ميل من الاتّجاه الآخر.

Bu yönde yaklaşık 4,5 km. ötede avlanabilirsin.
يمكنك الصيد بعد 1500 قدم من هذا الاتّجاه.

Ve...ve...ormanda bu evi bulduk, şu yönde 1 mil kadar ötede.
ووجدنا ذلك المنزل في الغابة على بعدِ ميلٍ بذاك الاتّجاه.

Tam ters yönde gidiyordunuz park alanı üstünden Campello Caddesi'ne doğru.
كنتَ ماضيًا في الاتّجاه المعاكس عبر موقف السيّارات صوب شارع (كامبلو)

Doğru yöne doğru gidiyor. - Verdiğin bilgi doğru gibi.
إنّه يؤدّي إلى الاتّجاه الصحيح يبدو أنّ معلوماتك صالحة

Dış uzayı keşfedebilecek araçları olan bir sürü insan var, mesela SpaceX ya da Blue Origin -- ve biz farklı bir yöne yol alıyoruz.
فيوجدُ أناسٌ لديهم المواردُ والوسائل لاستكشافِ الفضاءِ الخارجيّ - مثل سبيس إكس وبلو أوريجين - وهؤلاء الأشخاص - ولكنّنا نستكشف في الاتّجاه المعاكس. فهي حقبةٌ جميلة حقّاً

Glenn'in kaçabildiğini ve hangi yöne gittiğini biliyorum.
أعلم أن (غلين) خرج، وأعلم الاتّجاه الذي سلكه.

Glenn'in kaçabildiğini ve hangi yöne gittiğini biliyorum.
أعلم أن (غلين) خرج وأعلم الاتّجاه الذي سلكه

O yönü takip edersem izlerini bulabilirim. - Tek başına mı?
-إن اتّبعت ذلك الاتّجاه فربّما ألتقط أثرهم

O yönü takip edersem izlerini bulabilirim. - Tek başına mı?
-إن اتّبعت ذلك الاتّجاه فربّما ألتقط أثرهم .

Gelirse bu yönden gelecektir.
{\pos(190,200)}.هذا هو الاتّجاه الذي سيجيء منه

Gel haydi, otel bu tarafta. Gidelim. Kar yağmaya başlayacak.
هيّا بنا، الفندق مِنْ هذا الاتّجاه هيّا بنا، سيبدأ تساقط الثلوج

Şu tarafta birkaç sokak ötede bir otel görmüştüm.
رأيت فندقًا بعد شارعين من هذا الاتّجاه.